menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

“Sınırların Ötesinde Barış: Karabağ’dan Kıbrıs’a Uzanan İlham”: 6

8 2
15.08.2025

6.Doğu Akdeniz’den Güney Kafkasya’ya: Barışın İnce Mimarisi

"Barış, haritalarda çizilen bir hat değil; gönüllerde kurulan bir köprüdür."

Güney Kafkasya’da Azerbaycan ile Ermenistan arasında imzalanan yeni barış anlaşması, yalnızca iki ülkenin değil, tüm bölgenin geleceğini şekillendirecek stratejik bir dönemeçtir. Karabağ’da yaşanan trajedilerden bugüne uzanan bu yolculuk, bize barışın ne kadar zor kazanıldığını ve ne kadar kolay kaybedilebileceğini hatırlatıyor.

Doğu Akdeniz’de, özellikle Kıbrıs’ta onlarca yıldır süren çözümsüzlük, bu yeni sürecin sunduğu ilhamla yeniden düşünülmelidir. Çünkü tarihte farklı coğrafyalar arasında görünmez bağlar vardır. Zengezur Koridoru’nun hayata geçmesi, yalnızca Azerbaycan ile Nahçıvan arasındaki kara bağlantısını değil, aynı zamanda Türkiye’nin Kafkasya’ya kesintisiz erişimini sağlayacak. ABD’nin bu koridoru 99 yıllığına işletme hakkını alması ve “Uluslararası Barış ve Refah için Trump Yolu” olarak isimlendirmesi, bu hattı sadece ekonomik değil, jeopolitik bir güç unsuru haline getiriyor. Bu, Rusya’nın bölgedeki etkinliğini dengeleme, enerji akışlarını güvence altına alma ve Avrupa–Asya arasında yeni bir ticaret rotası yaratma hedefiyle de örtüşüyor.

Bu tablo, Kıbrıs için de ufuk açıcıdır. Doğu Akdeniz’de bir “Luricina Koridoru” hayali, adadaki iki toplumun kontrollü ve karşılıklı güven çerçevesinde geçişini sağlayacak, ticareti ve insani etkileşimi artıracak bir model olabilir. Böyle bir açılım, hem toplumlar arası güven inşasını hızlandırır hem de uluslararası aktörlere “çözüm iradesi” mesajı verir.

Güney Kafkasya ile Doğu Akdeniz, coğrafi olarak birbirinden uzak görünse de, enerji hatları, ticaret yolları ve jeopolitik dengeler üzerinden derin bir bağa sahiptir. Bu bağın en kritik unsurlarından biri, Nahçıvan ile Azerbaycan arasında planlanan Zengezur Koridoru’dur. Ermenistan toprakları üzerinden geçmesi öngörülen bu koridor, Azerbaycan’ı Nahçıvan üzerinden doğrudan Türkiye’ye bağlamayı hedefler. Bu yalnızca Bakü ile Ankara arasında değil, Orta Asya’dan Avrupa’ya uzanan ticaret ve enerji akışında da yeni bir stratejik damar açacaktır.

Zengezur Koridoru’nun hayata geçmesi, Orta Koridor (Bakü–Tiflis–Kars demiryolu ve Hazar geçişi) ile birleşerek Asya’dan Avrupa’ya kesintisiz bir hat oluşturabilir. Ancak bu hat, sadece ekonomik değil, siyasi ve güvenlik boyutlarıyla da hassasiyet taşır. Rusya’nın, İran’ın ve Batı’nın bu sürece yaklaşımı, koridorun geleceğini belirleyecek ana etkenler arasındadır.

Bölgesel koridorlar yalnızca Güney Kafkasya ile sınırlı değil. Doğu Akdeniz enerji denklemi de, Kıbrıs, Yunanistan, Türkiye ve İsrail arasındaki ilişkilerle şekilleniyor. Doğu Akdeniz’deki hidrokarbon rezervleri, Avrupa’nın enerji güvenliği açısından büyük önem taşıyor. Bu nedenle, Kafkasya’dan Akdeniz’e uzanan enerji ve ticaret hatları, sadece coğrafi olarak değil, siyasi olarak da birbirini etkileyen bir bütünün parçaları haline geliyor.

İnsani boyut da bu resimde unutulmamalı. 1974’te Kıbrıs’ta yaşanan büyük nüfus mübadelesi, barışın yalnızca sınır düzenlemeleriyle değil, toplumların yeniden inşasıyla mümkün olduğunu gösterdi. O yıl yaklaşık 165.000 Rum güneye, 45.000 Türk ise........

© Kıbrıs Postası