menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

KKTC ciddi bir bölünmeyle karşı Karşıya: Muhalefet yetersiz!

10 1
11.04.2025

MERT MAPOLAR’IN KÖŞE YAZISINI SESLİ DİNLEMEK İÇİN TIKLAYINIZ

Son zamanlarda KKTC’de “başörtüsü” konusunda yaşanan gelişmeler, yalnızca bir kıyafet tercihi meselesi olmaktan çıkmış, toplumsal kutuplaşmanın en güncel ve hassas sembollerinden biri haline gelmiştir. Ancak bu derin ve tehlikeli toplumsal yarılma karşısında muhalefetin sessizliği, pasifliği ve kararsızlığı, halkın geniş kesimlerinde ciddi bir hayal kırıklığı yaratmıştır.

Muhalefet, yakın döneminin en büyük toplumsal sınavını bu meselede vermiştir ve üzülerek ifade etmek gerekir ki, bu sınavda sınıfta kalmıştır. Bu meselede halkın ortak değerlerini, anayasal düzeni ve laikliği savunma iradesiyle, ortaya çıkamayan muhalefet partileri, yalnızca tepkisel açıklamalarla yetinmiş, alternatif üretmekte de, ciddi şekilde yetersiz kalmıştır. Bu mesele aslında salt siyasi değil, toplumsal geleceğimizi de ilgilendiren, bir kırılma noktasıdır da aynı zamanda...

Toplumu Bölen Değil, Birleştiren Yaklaşımlar Gerekli!

Bu meseleye dair yapılacak her açıklama, her müdahale; çocuklarımızın geleceğini, eğitim sistemimizi, toplumsal birlikteliğimizi doğrudan etkileyen, bir domino etkisi yaratmaktadır. O nedenle, alınan ve alınacak her kararın, bilimsel temellere, anayasal değerlere, pedagojik gerçekliklere ve toplumun sosyolojik dokusuna uygun olması şarttır. Bu konudaki tartışmalar; “kim haklı, kim haksız?” gibi yüzeysel değil, “toplumu nasıl bir arada tutabiliriz?” sorusu ekseninde yürütülmelidir.

Bir gerçeklik vardır ki bu noktada muhalefet partileri, sadece eleştirisel bir pozisyonla sınırlı kalmış, çözüm önerileri üretme, alternatif modeller geliştirme, toplumu yatıştıracak bütünleştirici söylemler ortaya koyma konusunda, çok ciddi bir eksiklik göstermiştir. Oysa gerçek muhalefet, yalnızca iktidarın yanlışlarını göstermekle değil, aynı zamanda önerileriyle, toplumun karşısına çıkmakla da sorumludur.

Laiklik, Anayasa ve Çocuk Hakları Yok Sayılamaz!

KKTC'de ortaokul ve lise düzeyindeki, disiplin kurallarına ilişkin tüzükte, yapılmaya çalışılan değişiklikler, 18 yaş altındaki çocukların, bireysel hakları ve ülkenin anayasal düzeni çerçevesinde, değerlendirilmeliydi. Çünkü KKTC Anayasası’na göre 18 yaşına kadar, her birey çocuktur. Eğitim sisteminde yapılacak her türlü düzenleme, çocuk psikolojisi, pedagojik gelişim, laiklik ilkesi, Atatürk ilke ve inkılapları ve bilimsel yaklaşımlar temel alınarak yapılmalıdır.

Üzülerek gözlemledik ki muhalefet, bu noktada yalnızca şekilsel tepkiler vermekle yetinmiş; sürece dair uygulanabilir alternatifler, ortak akla dayalı yaklaşımlar veya farklı kesimleri buluşturacak öneriler, maalesef sunamamıştır.

Tekrardan vurgulamalı ve altını daha kalın çizmeliyiz ki, KKTC Anayasası’na göre, 18 yaş altındaki her birey, çocuk olarak kabul edilmektedir. Bu yaş grubundaki bireylerin eğitim ortamındaki psikolojik gelişimi, sosyal uyumu ve pedagojik ihtiyaçları........

© Kıbrıs Postası