Sanat, Kültür, Edebiyatımızı canlı tutmak
Geçenlerde sevgili Osman Balıkçıoğlu’nun sosyal medya paylaşımını okumuştum. Emektar sanatçı ilerlemiş yaşına rağmen tekrar sahnelere döneceğini müjdeliyordu. Gözlerimi kapatıp yıllar önce bir Lefkoşa sabahındaki hallerimizi hatırladım. Bu konuda birkaç yıl önce yazdığım yazıyı sizlerle tekrar paylaşmak istedim.
1960'lı yıllarda Lefkoşa'da ılık bir Aralık günü. Günlerden Pazar. Ev halkı islim üzerindeki gabiralıkta kızartılan nefis gabira, hellim ve zeytinden oluşan kahvaltılarını yapmış, Nestle kutu sütü katılmış çaylarını içmiş bulunmakta.
Herkes masadan kalkmadan gözlerini televizyonmuş gibi karşıdaki yüksek rafüzerine oturtulmuş küçük radyoya dikmiş bekliyor. Birazdan Hüseyin Kanatlı'nın radyofonik sesi, başlamak üzere olan programın anonsunu yapacak. Herkesin yüzünde mutlu bir gülümseme. Programın fon müziği, Kıbrıs Karşılama Havası ardından sabırsızlıkla beklenen program başlıyor.
İşte o yıllarda bizim ve her Kıbrıslı Türk ailenin Pazar sabahlarındaki meşguliyeti. Bir an önce ev işleri bitirilir, biz öğrenciler bir gün sonra vermemiz gereken okul ödevlerimizi hazırlar, babalar, dedeler Girne Kapısındaki Efe'nin, Mulla Hasan'ın, Söğüt'ün kahvehaneye veya diğer kahvehanelere gitmeyi........
© Kıbrıs Postası
