Allah’ım ne olur, sabrımı eksiltme…
Beni uzaktan, yakından fark etmez, tanıyanlar, sabrımı takdir ederler… Biraz daha yakından tanıyanlar sabrıma hayran olduklarını söyler…
Her defasında, ALLAH’IM NE OLUR, SABRIMI EKSİLTME, deyip, gülümserim.
Doğruya doğru her dönemde birileri, sabrımızı test eder.
Aslında, hadsizliğin bu kadar yaygın olduğu bir toplumsal yapıda, her ortamda sabırları test eden, birileri mutlaka vardır.
Bizde, devlet, özel sektör fark etmez, liyakata değer verilmeyen her yerde huzur Kaf dağının ötesindedir.
Hayatın her alanında üretim vardır. Kamuda, ağırlıkla hizmet üretimi olur.
Liyakat, kamuda da yalakacılık anlamında sadakat paspasının altındadır.
Biraz ağır olacak ama, iş beceremeyenler, köpeklere saygısızlık olacak ama ‘KÖPEKLİK’ yaparak konumunu hem korur, hem de güçlendirir.
Bir bakanın, bir müsteşarın, bir müdürün en yakınında vasıfsız birileri, özel yetkiler kullanıyorsa, orada yüzde bin yamuk yumuk iş vardır.
Bu satırları yazarken aklımdan yirmiye yakın isim ve örnek geçti. Zaman tünelinde olabildiğince geriye giderek, adım adım, anımsayarak gelsem, daha pek çok isim anımsayabilirim.
***
Hadsizlik aslında terbiyesizliğin eş yumurta ikizi gibidir.
Gerçekten bilgi sahibi olup olmamalar, gerçekten akıllı olup olmamaları onlar için zerre kadar önemli değildir.
Bilgileri olmadan, seyyar manav gibi, her türlü iletişim........
© Kıbrıs Gazetesi
