menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Çocuklara kıymayın...

18 1
08.10.2025

Mattia Ahmet Minguzzi dokuz aydır yukarlarda bir yerden meleklerle birlikte maçları seyrediyor ama bilsin ki yerdeki Kadıköyü şimdi onsuz çok ıssız. Haydi, hep birlikte, Ahmet’e ve Gazze’de ölen bütün çocuklara kuşlu zarflarla nefis bir Arif Nihat Asya şiiri gönderelim.

Sekiz aydır Tuzla'da, Yayla'nın denize ve çarşıya yakın Zeytinlik mahallindeyim. Bana birazcık '75 öncesindeki Suâdiye'yi anımsatıyor, sağım solum önüm arkam çayır çimen, üçer dörder katlı apartmanlar aralıklarla dikilmiş, muhtemelen yarım asır öncesinde mahalde bir yerleşim yoktu, baştan sona zeytinlik olduğunu tahmin ediyorum. Çarşıdaki doğma büyüme Tuzlalı esnâfa sordum, hepsi de Balkan muhâciriydi, çocukluklarında Zeytinlik'ten geçmeye korkarlarmış, eskilerin deyişiyle medeniyetten uzak arzullahi vâsiaymış.

Bugün manavlarda incirin kilosu cep yakıyor, oysa Zeytinlik'te incire para vermiyorsunuz, her sokakta üç dört incir ağacı var, sabah gazetelerimi almaya ve sokak kedilerini beslemeye çıktığımda ağaçların altlarında ellerinde sepetleriyle birkaç kişiyi görüyorum, ağaçların dalları bereketten toprağı öpüyor, sokak boylarıysa sağlı sollu böğürtlen, on adımda bir de nar, dut ve erik ağacına rastlıyorsunuz, hayır bahçelerden yola taşmamışlar, Zeytinlik'te sokaklar onların arasından eğri büğrü geçirilmiş.

Zeytinlik'te her taraf çayır çimen dedim ya, beni şaşırtan şey o yeşilliklerde bir futbol sahasının bile olmaması, çocukların meşin topun peşinde koşturmamasıdır. Oysa, formalı çocuklar gördüğüm oluyor, ama o çocuklar nerelerde top oynarlar, inanın işte onu bilmiyorum. Sanıyorum yaşamlarında belki de meşin topa hiç ayağı değmemiş yeni bir futbol seyircisi kuşağı doğuyor.

Benim Suâdiye'deki çocukluğumda sahasız mahalle düşünülemezdi, sadece Ayşe Kadın ile Turşucu Deresi arasında dokuz on top sahası anımsıyorum. Amatör kümedeki Taç Spor'un toprak sahası da mahallemizdeydi, mavi sarılı Taç Spor ile kırmızı beyazlı Tan Spor arasındaki maçları seyretmenin keyfi doğrusu bir başkaydı. Mehmet Karamancı İlkokulu'nu Bağdat Caddesi'ne doğru geçtiğinizde, tren yolunun hemen altında, şimdiki Havacı Binbaşı Mehmet Sokak-Yakamoz Sokak-İlke Sokak arasındaki adanın Arnavutun Bahçesi ile Havacı Binbaşı Mehmet Sokak arasındaki kısmı bomboş çayırlıktı, on bire on bir mahalle maçlarımızı genellikle orada yapardık, önce mavi beyazlı Deniz Spor'duk, sonra sarı beyaz formalı siyah şortlu ve siyah konçlu Güneş Spor olduk. Bu ada '75 sonrasında yüksek katlı ve yan yana apartmanlarla dolmaya başladı, Salâh Birsel üstâdımız da onlardan Şükür Apartmanı'nda oturmuştu. Yakamoz Sokak'ın ismi o yıllarda Hatboyu Sokak'tı, Havacı Binbaşı Mehmet Sokak ise Kuru Dere Sokak'tı, tren yolunun üstünde de aynı isimle devâm ediyordu.

Bizim mahalle takımının bir de minyatür kale turnuvaları için özel beşlisi vardı, dar alanda paslaşmayı iyi becerenlerden seçerdik, her yıl yaz başında Şenesenevler Karakolu'nun arkasında yapılan turnuvaya katıldığımızı anımsıyorum, sahanın sağ tarafının başı yazlık Bahçe Sineması'nın arka duvarına bitişikti, bugün o sahada Hakkı Değer Ortaokulu yükseliyor. Şenesenevler'deki turnuvada mavi beyaz yerine mavi kırmızılı formayla maçlara çıkmamızın da ilginç bir hikâyesi vardı, formaları Altıyol'daki Rekor Spor'a Serdar Karaer sipariş vermişti, ancak adamlar formalarımızı mavi beyaz yerine yanlışlıkla mavi kırmızı dikmişti.

On bire on bir maç yapabildiğimiz diğer bir çimen saha, yazlık Can Sineması ile minibüs caddesi arasındaydı, kale direklerine nazaran cadde........

© Karar