menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Bostancı’nın inkişâfından iki isim, Mehmed Sâdi Bey ve Edouard Huguenin

16 2
26.02.2025

“Bostancı ve Suâdiye mahalleri 1903’den önce bomboş. Domuzdamı o vakitler medeniyetten uzak, ölü topraklar kabilinden bir geniş arazi, oralardan Çingenelerin ve tütün kaçakçılarının dışında geçen kimse yoktur, bir de bahar mevsimlerinde avcılara rastlanırmış.”

Refik Halid, Meşrûtiyet’in hemen akabinde bir gün Lebon’da devrin meşhûr para babalarından Edouard Huguenin ile sohbet ederken, Hugenin’in “Benim ömrümde iki safha oldu. Ucuz şarap dahi içemediğim amelelik devrim ve ağzıma şampanyadan başka içki koymadığım direktörlük devrim” demesi, üstâdımızın aklından hiç çıkmamıştır.

Aslında Huguenin kendisini doğru ifâde etmişti, amelelikten geldiği bir hakikattı, mütârekede İngilizler kendisini kapı dışarı etmeye kalkışmışlarsa da, yüzsüz adam yalakalığı ve parasıyla her zamanki gibi kazanmayı bilmiştir. Ama, idarecilik denildiğindeyse, hakkını yemememiz gerekiyor, örneğin onun direktörlüğündeki tren vagonlarının temizliği bir daha görülmemiştir. Refik Halid, “Onun devrinde şâyet camların üzerinde ay yıldız ve kanatlı tekerlek resmi bulunmasaydı, açık mı kapalı mı fark edemezdiniz, açık sanıp kafanızı vururdunuz, işte öyle temizdiler” diye yazmıştı.

1856 doğumlu olan Edouard Huguenin İsviçreliydi. Anadolu Osmanlı Şimendifer Kumpanyası’nda işe daire şefi olarak başlayıp, Almanlar sayesinde hızla yükselmiş, önce genel müdür yardımcılığına, ardından da kumpanyanın genel müdürlüğüne atanmıştı. Her gün öğleden sonra, Pera’da, Alman Pazarı’nın bitişiğindeki Nikoli’nin Brasserie Suisse’inde ve Lebon’da görülür. Nikoli’nin yerinde Münih birası “Paulaner Salvator”, Lebon’daysa şampanya içermiş. Brasserie Suisse’in şefi olan Epaminondas N. Lalas, onun sayesinde Haydarpaşa’daki garın büfesini de işletir. Régis Delbeuf ve Alphonse Ledoulx ise, Edouard Huguenin’in en yakın dostlarıymış.

***

Huguenin, semt-i dildârımız Bostancı’daki Vasilaki Sokağı’nın, sonradan ismi Yazmacı Tahir Sokak olarak değiştirilmiştir, üzerindeki 11.001,50 metre karelik arazisini bir Ermeniden satın almıştır. Bugünkü konumu 64 pafta, 309 ada ve 2 parselde olan arazinin doğusu Kasadar Sokak, kuzeyi Yazmacı Tahir Sokağı, batısı Tüccâr Sokak, güneyi ise denizdir. Araziyi satın aldığında, içinde metrûk ve harâp durumda üç yüz elli yıllık bir manastır bulunuyordu. Birkaç odasından başka sağlam tarafı kalmamış olan manastır binâsını da onartarak, 1903 yılında, deniz kıyısına doğru Alman mimarisi tarzında çok güzel kâgir bir köşk yaptırır. Bostancı’da elektirik ve su şebekesi olmadığı için, köşkün altına bir sarnıç, bahçesine de bir jeneratör koydurtmuştur.

Vaktiyle Huguenin’in harika çatanasını çocukluk yıllarından anımsayan yaşlıları dinlemiştim, Bostancı’nın yerlilerinden 1902 doğumlu birininse “Kargalı” çay bahçesinde Şinasi Akbatu’ya ‘90 yazında söylediğine göre, Huguenin’in çatanasının kaptanı da köpeği de siyahmış. Şinasi Akbatu’nun bana gönderdiği iki sayfalık görüşme notlarını arşivimde saklıyorum. Huguenin’in kâhyalığını Kiryako Efendi isminde upuzun beyaz sakallı birinin yaptığı da biliniyor. Bütün kaynaklarda, Huguenin’in kadın ve sefâhat düşkünü olarak geçmesi, dikkat çekicidir. Müfid Ekdal onun bir ara Basil Zaharof’un güzel karısıyla dahi dedikodusunun çıktığını yazmıştı, 1902 doğumlu Bostancılı da Şinasi Akbatu’ya Huguenin’in her hafta sonu Paşa Köyü’nden güzel Rum kızlarını köşküne getirterek âlem-i âb yaptığını söylemiştir.

Huguenin, ‘26 yılında, hastalığından kurtulamayarak, bu ifâde 5 Şubat 1926 günlü İkdam gazetesindendir, Bostancı’daki köşkünde vefât eder. Devlet arşivlerindeki 18 Ocak 1927 T., Dosya No. 209, Gömlek No. 34 ve Fon Kodu. HR.İM olan katalog kaydından, Huguenin’in gelmeze........

© Karar