menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Karanlık günlerin siren sesleri çalarken!..

17 0
26.02.2025

Winston Churchill, 11 Kasım 1947’deki Avam Kamarası konuşmasında “Demokrasi en kötü yönetim biçimidir” der ve ardından da ekler “bugüne kadar denenen diğer bütün yönetim şekilleri hariç tutulursa.”

Bu konuşmanın tarihi İkinci Dünya Savaşının 2 yıl sonrasına denk geliyor. Halbuki savaş öncesi Hitler Almanya’sı demokrasinin beşiğine ev sahipliği yapan İngilizleri bile büyülüyordu.

***

Teorik bilgiye biraz sahip olan herkes bilir ki; liberalizmle beslenmeyen bir demokrasinin çatışma doğurma potansiyeli çok yüksektir. Çünkü, demokrasiyi sadece oy sayma olarak algıladığınız da çoğunluğun azınlıklara tahakkümüne engel olamazsınız.

Çoğunluğun dizginlenemez arzuları kontrol edilemediğinde dışarda kalanlar için bir tehdit olur ki bu da azınlıkta kalanların yan yollara sapmalarına yol açabilir. Halbuki liberal değerlerle beslenen bir demokraside çatışma alanlarını minimize edecek mekanizmalar vardır. Anayasa ve hukuk bunun en önemli aracıdır. Çatışmayı engellemek için gerekirse azınlıklar için pozitif ayrımcılıklar bile yapılabilir. Bunun amacı toplumda uzlaşı ve uyumu arttırmaktır.

Bakın geçen hafta sonu Almanya’da yapılan seçimlerde tam 19 Türk kökenli isim çeşitli partilerden Alman Parlamentosuna girdi. Beğenmediğimiz yanı başımızdaki Bulgaristan Ulusal Meclis Başkanı geçen yıla kadar bir Türk’tü. Halbuki benim yaşımdakiler Belene Kampını ve Sınırlarımıza yığılan yüzbinlerce soydaşımızı çok iyi hatırlar. Nereden, nereye!..

***

Tarih boyunca demokrasinin olmadığı düzenlerde de toplumsal gerginlikleri azaltacak birçok mekanizma üretilmiş.

Yanı başımızdaki Azerbaycan’da olduğu gibi........

© Karar