Siyaset üstü
Siyaset hem bizde hem dünyada yeni bir form almış görünüyor.
Farklı toplum kesimlerini ortak hedefler çerçevesinde uzlaştırmak artık siyasetle uğraşanların pek umurunda değil.
Kamu yararı için projeler üretip hayata geçirmek, ülkenin refahını artırmak, adaleti tesis etmek, kurumların aksayan yönlerini ıslah etmek falan da yok gündemlerinde.
Bu müspet siyasi motivasyonlar, yerlerini çok daha bencil çıkarlara terk etmiş görünüyor; bireylerin ve grupların kendilerinden gayrı herkesi dışlayan çıkarlarına…
‘Pastadan’ haksız paylar koparmak, siyasetin esas amacı ve motivasyonu haline geliyor.
Liderler ve takipçileri siyaseti biraz da ‘ötekilere’, ‘rakiplere’, farklı düşünenlere’ kendi ajandalarını dayatma aracı olarak görüyorlar.
Demokrasilerde bunları yapmak için gereken gücün kaynağı, büyük halk kitlelerinin desteği.
O desteği elde edebilmek için ‘post-truth’ çağının en önemli siyasi enstrümanı kullanılıyor: Olan biteni olduğundan farklı göstermek.
Siyaset, gerçekliği bükerek, ‘paralel bir gerçeklik’ yaratma sanatı şeklinde icra ediliyor.
Siyasi liderler taraftarlarını, masumların suçlu, haksızların haklı, alacaklıların borçlu olduğuna ikna edebiliyorlar.
Ama sadece kendi taraftarlarını…
Muhalifleri, söylediklerinin yanlışlığını, anlamsızlığını, saçmalığını rahatça görebiliyorlar.
Ama muhalifler de kendi liderlerinin kurguladığı ‘paralel gerçeklikte’ yaşıyorlar.
Onlar da muhalif........
© Karar
