Geçmişin yükleri ve kul hakkı
Yazıyı tarihteki büyük kırılma noktalarına falan götürmeyeceğim, çok daha güncel hatta hayatın içinde bir konudan söz edeceğim. Başlıkta kul hakkı ifadesini görüp de kul hakkı var mı yok mu tartışmasına gireceğimi de sanmayın çünkü baştan söyleyeceğim, kul hakkı diye bir şey var ama kul hakkı, Allah’ın affetmediği tek günah mı derseniz, tek değil, onu net biliyorum çünkü Kur’an’a göre ttövbe edilmediği takdirde affedilmeyen günah şirk, neyse konu bu da değil, konu kentsel dönüşümdeki komşuların halleri.
Biliyorsunuz şu an ülkemizde kentsel dönüşüm kampanyası var, devlet binasını dönüştürmek isteyen bina sakinlerine yarısı bizden diyerek destek oluyor. Büyük şehirlerde özellikle bazı ilçeler şantiye alanı gibi. Bir bina yıkılıyor, bir bina yapılıyor, bir sokakta bazen iki, üç inşaat birden ilerliyor. Deprem korkusu ensemizdeyken bu durum güzel bir şey tabi fakat kentsel dönüşüm süreçlerine dahil olanlara bir dokunsanız bin türlü hikâye dinliyorsunuz. Kimi memnuniyetini anlatıyor, kimi mağduriyetini. Bu da normal çünkü bu süreçlerde böyle farklı bakış açıları hep gelişir. Kimi zaman mağduriyet anlatanlar, içlerinden geçene ulaşamadıkları için mağdur olduklarına inanırlar ve inandıkları gibi anlatırlar. Bu yüzden her mağduriyetten söz eden mağdur olmayabilir de. Dinlerken bile iç sıkan bu konuları yaşamak ise gerçekten kolay olmamalı.
Bu hengamede bir olay dikkatimi çekti. Üç dört arkadaş seksenlerin........





















Toi Staff
Sabine Sterk
Gideon Levy
Penny S. Tee
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein
Joshua Schultheis
Rachel Marsden