Merkezi idarenin yerele tahakkümü
Edip Uğur’un, AK Parti’nin son dönemdeki siyasetçi kadrosuna nispetle istisna olan bir kariyeri vardı. Balıkesir’de hem sivil toplumda hem siyasette birçok görev aldı. Yani siyaset yaptığı şehre tepeden inen, merkezdeki yakınlıkları üzerinden hiç bilmediği bir yere aday olan bir isim değildi.
Balıkesir Ticaret Odası Başkanlığı, MÜSİAD Balıkesir Şube başkanlığından sonra Türkiye’de siyasetin vesayetin ağır baskısı altında olduğu bir dönemde AK Parti’nin kurucu il başkanlığı görevini üstlendi. Sonradan AK Partili olmanın makbul ve kolay olduğu zamanlar değildi.
İki dönem AK Parti milletvekili olarak AK Parti’nin yükseldiği, demokratik alanı genişlettiği, askeri vesayet ile mücadele ettiği zamanda Meclis sıralarındaydı. Sonra ilinden belediye başkanı oldu ve yüzde 40’a yakın bir oyla başka seçildi. Rahmetli Edip Bey’in vesayetle mücadele üzerine kurulu siyasi kariyerinin sonunu işte bu belediye başkanlığı getirdi.
Görünürde hiçbir sorun yok iken, başkanlığını yaptığı şehirde sevilen bir isim olmasına rağmen Cumhurbaşkanı Erdoğan altı belediye başkanı ile birlikte onun da istifasını istedi. Ne hukuken ne de siyaseten böyle bir hakkı olmayınca Edip Uğur bu talebe sonuna kadar direndi.
Karşısında “Şu an itibarıyla üç belediye başkanımız istifalarını verdiler. Şimdi üç belediye başkanımız daha var. Onlar da istifalarını en kısa zamanda vereceklerine inanıyorum. İlgili arkadaşlarımız görüşmelerini yaptılar ve şu anda da zannediyorum bu istifayı vermenin onlar da hazırlığı içerisindeler. Aksi takdirde, yine söylüyorum, gereği ne ise gereği yapılacaktır. Yetkili kurullarımız bu konu ile ilgili kararını vermiştir.” diyen Erdoğan’ı buldu. Tabii bu yetkili kurullar kimler, Erdoğan’dan........
© Karar
