menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Diyelim Narin’in katillerini bulduk, sonra?

22 4
12.09.2024

Üç haftadır küçücük masum bir kız çocuğunun bakışları ile güne başlayıp, içimizi delen cinayet detayları ile akşam gözlerimizi yumuyoruz.

Neredeyse herkes adli tıp uzmanı oldu. Ekranlar hangi akrabanın neden ve nasıl cinayete iştirak etmiş olabileceğini, konuşma trafiğinin işaret ettiği adres ya da itirafçının sözlerinin ne anlama geldiğini analiz edenlerle dolu.

Narin’in acısını yüreğinde hisseden kimsenin duygu dünyasını küçümsemeden içine düştüğümüz travmatik durumun sebeplerini, sonuçlarını ve geçmiş örneklerin tecrübesini değerlendirmek zorundayız.

İlk kez yaşamıyoruz. Daha önce benzer cinayetlerde hayatlarını kaybedenlerin isimlerini yan yana yazsak buradan Narin’in taze toprağına yol olur. İyi de neden çocuk cinayetleri, kadın, öğrenci, kurye cinayetleri nihayete ermiyor. Hatta neden genel duyarlılık ya da istatistikî artış nedeniyle daha da yükseldiğine dair bir algı var.

Son yaşadığımız olayda da gördüğümüz gibi her cinayetten sonra sahici, içten, samimi bir duyarlılık ortamı doğuyor. Milyonlarca insan kadını erkeği, iktidarı muhalefeti, bürokratı sivil toplumu o cinayetle yatıp kalkıyoruz.

On milyonlarca sosyal medya paylaşımı, çağlayan hisler acılar birbirine karışıyor. Bunların hiçbirini küçümsemek ya da yok saymak için elimizde mantıklı bir sebep yok.

Ancak olay aydınlatıldıktan ya da mahkeme süreci başladıktan sonra o dinamizm ya da duygu seli pratik bir sonuç üretmeden sönümleniyor.

Elbette oluşan enerjiyi somut bir sürece evriltmek tek tek bireylerin yapabileceği bir şey değil. Devletin kurumlarının ve sivil toplumun buradan anlamlı bir sonuç çıkarması gerekiyor.

Ne........

© Karar


Get it on Google Play