Allah’ın emrine saygı ve yarattıklarına şefkat
Bir Müslüman için, kime veya kimlere karşı olursa olsun, bütün sorumluluklar Allah’a karşı sorumluluklar kategorisine dâhildir. Çünkü o sorumlulukları –mesela ana babaya iyi ve saygılı olmayı- Allah emretmiştir. Buna göre, ahlâkî sorumlulukların, sosyolojik ve formel ödevler olmasının yanında, onlara bir tür kutsallık katan ilâhî boyutu da var. Zira diğer tüm iyi tutum ve davranışlar gibi ana-babaya iyi ve saygılı olmayı da Allah buyurmuştur ve O’nun buyruklarına itaat etmek kutsal bir görevdir.
Kur’ân-ı Kerîm ilâhî hitap olarak Allah merkezli üslûp kullanır. Bu üslûp, insanın Allah’a karşı sorumluluklarına ilişkin ayetleri de ahlak yönünden dikkate almamızı gerekli kılar.
Kur’an’ın, mesela kozmosun yaratılış ve yasalarından bahsederken bile asıl maksadı, muhataba evrenin astronomik yasaları hakkında bilgi vermek değil, evreni yaratan Allah’ın üstün kudretini ve bu kudretin insanların yararı için işlev gördüğünü fark ettirmektir. Bu suretle Kur’ân-ı Kerîm, insanların kendilerine yönelik onca ikramından dolayı Allah’a şükran borcunu hatırlatır ve bunun gerekçesini anlatır.
Kur’an, geçmiş peygamberlerden ve kavimlerden bahsederken de maksadı geçmişe dair tarih bilgisi vermek değil, onlar üzerinden Allah’ı ve O’nun hidayetini, lütuflarını anlatıp, buna rağmen nankörlük edenlerin akıbetleri........
© Karar
