menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Adalet-Eşitlik ilişkisi

25 16
28.05.2025

Ne kadar gerçek bilmiyorum ama son zamanlarda yönetim ve yargı kurumlarının siyasal mensubiyetlere göre ayırımcılık yaptığına dair yaygın bir kanaat var. Toplumumuz, siyasetle bir şekilde ilişkisi bulunan birçok konuda olduğu gibi yönetim ve yargının âdilliği ve tarafsızlığı konusunda da son yıllarda –başka hiçbir toplumda görülemeyecek kadar- derin bir çatlama yaşamaktadır. Bu durumda yukarıdaki başlığın –her zaman önemli olmakla birlikte- günümüz Türkiye’sinde daha da önem kazandığı anlaşılmaktadır.

***

Haksızlığın her türlüsü eşitsizliktir: Müslüman düşünürlere göre eşitlik adaletle yakından ilgili bir kavramdır. Eşitlikle ilişkisi yönünden adalet, insanlara sosyal, siyasi, ekonomik… konumlarını ve aidiyetlerini dikkate almaksızın hukukun eşit davranması gerektiğini ifade eder. Kur’ân-ı Kerîm’in “fıtratullâh” dediği (Rûm suresi 30/30) insanın doğal sezgisinin, kamu vicdanının ve onun somutlaştırılmış ifadeleri olan veya öyle olması arzulanan yasaların adalete aykırı saydığı bütün çeşitleriyle haksız ayrımcılık, eşitlik prensibine de aykırıdır.

Eşitsizliğin her türlüsü haksızlık değilse de haksızlığın her türlüsü eşitsizliktir, dolayısıyla adaletsizliktir, zulümdür. Hak ve adalet kutsal kavramlardır; Yüce Allah’ın bir ismi “Hak”, bir ismi de “Adl”(âdil)dir. ‘Hak’tan ve ‘adalet’ten daha üstün bir kavram yoktur. Buna göre insanlara farklı muamele etmenin eşitlik ve adalet ilkelerini ihmal sayılmaması için bu muamelenin hak ihlaline yol açmaması, kamu vicdanı ve/veya âdil yasalar tarafından hakkaniyete uygun kabul edilmesi gerekir. Zira “aksine hareket etmek için haklı........

© Karar