Statükonun amansız direnişi
Türkiye’nin herhangi bir sorununun gerçek mahiyeti umurlarında olmayan geniş bir kesim var. Bir sorunun varlığı ya da duruma göre çözümü, iktidarın (Buna 23 yıldır Erdoğan diyebiliriz) işine yarıyor mu yaramıyor mu ona bakılıyor. Türkiye gündeminde konu ne olursa olsun gizli ya da açık sorulan soru aslında, Erdoğan’ın işine yarıyor mu yaramıyor mu? Bu cinnetin farkında olan Erdoğan da söz konusu sorunun sorulmaya başlamasının bile, kendi işine yarayacağı siyasi bir iklim yaratmayı başardı. Yani değil sorunun cevabı, sorunun sorulmasının bile Erdoğan’ın işine yaradığı bir mekanizma 23 yıldır işliyor.
Hükümet herhangi bir toplumsal konunun, sağlıklı tartışılamayacağını bildiği için, tartışmaya ihtiyaç duymuyor ve sadece yapıyor. İşin siyaset açısından en ilginç yanı ise yapıyor ve oluyor. Tam da bu işleyişi kavrayamayan muhalifler olup bitenler hakkında sadece birkaç slogan geliştirerek, üzerinden yıllar geçse de sanki bu konu aşılmamış gibi taraftarlarına hamaset satıyor. Garip şekilde yıllardır kendisini tekrar eden bir döngü bu. Türkiye’nin Ortadoğu’daki dış politik açılımları hala ne olduğu bir türlü anlaşılamayan ‘’BOP’’ martavalıyla, başkanlık sistemine geçiş süreci ‘’Yetmez ama evet’’ teraneleriyle, askeri vesayetin aşılması, bilumum Kemalist ve militarist sloganlarla ve FETÖ........
© Karar
