Bu sınavdan alnımızın akıyla çıkmalıyız
Türkiye’de demokratik süreçleri, demokratik olmayan yöntemlerle dizayn etme hastalığı, egemen güçlerin derdine hiçbir zaman deva olmadı. Askeri darbeler eninde sonunda askeri vesayetin son bulmasıyla neticelendi. Askeri vesayete destek vererek siyasi fayda elde etmek isteyenler ise tarih sahnesinden, nefret objesi olarak ayrıldı. Şimdi ise başka bir demokratik hüsran yaşıyoruz. Demokrasi dışı güç odakları tarafında değil, demokratik meşruiyeti olan bir iktidar iradesi altında, Türkiye’nin en büyük muhalefet partisinin (fiili) lideri gözaltına alınıyor.
Askeri vesayetin bile tüm güç ve irade ellerinde iken başarı elde edemediği bir yöntemle, muhalefeti etkisiz hale getirilebileceğini düşünmek, siyasi cinnete eş değer bir aymazlık. Meşruiyeti, altını çizerek ifade etmek gerekir, yegane meşruiyeti halkın teveccühü olan iktidarın, muhaliflerini kara propaganda ve nihayetinde gözaltı gibi iptidai bir yönteme başvurarak etkisiz hale getirmeye çalışıyor görüntüsü vermesi bir irade beyanı değil, gizli bir iflas beyanıdır.
Askeri vesayetin elindeki güce güvenerek, demokrasi dışı yöntemlere başvurması anlaşılabilir (kabul edilebilir değil). Ancak temelde seçmenden başka meşruiyeti olmayan bir iktidarın, demokrasi dışı yollara yeltenmesinin........
© Karar
