menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

‘‘Otuzun üstünde kimseye güvenme!‘‘

14 14
30.03.2025

Toplumsal süreçleri bizzat içinde bulunduğumuz esnada tanımlamak mümkün olamıyor. Daha önce yapılmış tecrübelerle bugün yaşananlara anlam yüklemeye çalışıyoruz. Hele Türkiye gibi yaşanan her şeyi iktidar olabilmek için faydalı mı yoksa zararlı mı noktasından değerlendiren bir ülkede sarih bir sonuca ulaşmak çok güç. Olağanüstü durumlarda sükuneti korumaya çalışarak, aktörlerin motivasyonlarını, hatta kendimizi önyargısız anlamaya çalışmak en sağlıklı yol olabilir.

Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasıyla başlayan protestoların ne anlama geldiği ve nereye varacağı sorusu bu türden sağduyulu okumayı gerektiren tarihi bir kırılma anı. Protestoların başladığı ilk günden itibaren zihinlerde oluşan Gezi kıyaslaması yeterli olmadığı gibi gerçekçi de değil. Gezi’de olan bitenlere ideolojik bir karakter yükleyip ’‘direniş destanı edebiyatı’’ ile anlamlandırmaya çalışanların bile Saraçhane protestolarının nitelik ve nicelik olarak Gezi’den farklı bir karakteri olduğunu takdir edecektir.

Her ne kadar protesto taraftarları, göstericilere uygulanan polis şiddetine yönelik video ve resimlerle gaddar devlet anlatısını kullanmaya çalışsalar da polisin göstericilere karşı iddia edildiği gibi aşırı şiddet kullandığından bahsetmek çok güç. Polis benzeri protestolara kıyasla sükuneti muhafaza ediyor.

***

Öte yandan gençlerin protestosunu polise saldırıyorlar, tarihi........

© Karar