menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Kriz icat edip ekonomimizi batırmayı çok seviyoruz

39 1
26.03.2025

Yıllardan beri yakamızı bir türlü bırakmayan siyaset mühendisliği projeleriyle göz göre göre siyasetin zeminini tahrip ediyoruz, hukuka, adalete olan güveni yok ediyoruz.

Bu yüzden memleketin sorunları konusunda çözüm üretmesi gereken siyasi iktidar muarızlarının bileğini bükme, hukuk da muhalifleri hizaya sokma aracına dönüşüyor.

Siyasi tarihimiz bunun sayısız örnekleriyle doludur. En son, cumhurbaşkanı adayı olarak yola çıkan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na karşı başlatılan tasfiye operasyonu, kendi ayağımıza kurşun sıkmanın en bariz örneği olarak tarihe geçmiş bulunuyor.

Kim ne derse desin bile bile icat ettiğimiz bu kriz, Türkiye’nin siyasi görünürlüğünü zedeleyen, hukuk ve adalet anlamında ülkeyi antidemokratik ülkeler ligine düşüren, daha da önemlisi zaten kırılgan olana ekonomimizi gerek içeride gerekse dış dünyada itibar kaybına uğratan derin bir kaos yarattı.

Şimdilik kabaca yapılan hesaplamalara göre, hukuku siyasallaştırarak yarattığımız bu krizin millete maliyeti 2 trilyon liranın üstünde.

Peki neden bir ülke durup dururken normal hukuki yolu terk ederek, ekonomik krizi daha da derinleştirecek, ülkedeki yoksulluğu katmerli hale getirecek böylesine akıl dışı operasyonları tercih eder?

Eğer İmamoğlu ile ilgili mesele yolsuzluk idiyse, bunun hukuki prosödürü bellidir, hiç öyle terörist yakalar gibi şafak baskınlarına başvurmadan süreç işler ve mahkeme kararını verir. Ama siz 16 milyonluk bir şehrin oylarıyla seçilmiş bir belediye başkanına adeta bir terörist muamelesi uygulayarak gözaltına alıp........

© Karar