Servet ve enflasyon
Şimdiye kadar enflasyon faiz, kredi, para arzı, döviz kuru, ücret artışları, arz açığı, talep patlaması ve maliye politikaları üzerinden çok tartışıldı.
Kamu da bu tartışmaların bulgularına paralel tedbirler aldı fakat enflasyonla mücadelede istenilen sonuçlar hiçbir zaman tam olarak elde edilemedi.
Görüldüğü gibi analize tabi tutulan konuların çoğu gelirler, harcamalar ve vergilerle ilgilidir; “servet gelirleri ve servet değerindeki artışların enflasyona etkisi” neredeyse hiç tartışılmıyor.
Servetin Geliri: Faiz, kira ve temettüdür.
TÜİK’in verilerinden gelirlerin ne kadarının ücret ve maaşlardan ve ne kadarının servetten elde edildiğini tam olarak öğrenemiyoruz.
Çünkü firmalarda, mesela bir kasap, bakkal, kuaför veya fabrikada üretilen kârların ne kadarının sermayenin hakkı ve ne kadarının da çalışan ortakların hakkı olduğu istatistiksel olarak ayırt edilemiyor.
Böyle olduğu için de firmaların elde ettiği kârların toplamını TÜİK, “işletme artığı/katma değer” olarak tanımlıyor.
Ünlü Fransız İktisatçı Thomas Piketty’nin KAPİTAL adlı kitabında kullandığı yöntem ve çıkarımlara göre biz de, Türkiye’de ücret ve maaşların gelirler içindeki payının u ve servet gelirleri payının da % olduğunu söyleyebiliriz. [bu tahmin ( ) veya - (3) puan oynaklık gösterebilir]
Enflasyonla mücadelede, toplam gelirin %’inin önemli ölçüde göz ardı edilmesi büyük bir ihmal sayılmaz mı?
Son köşe yazısındaki servet bileşenlerini tekrar hatırlamak için tabloyu özetledim.
SERVET GELİRLERİ NEDİR?
Faiz: Faiz geliri, uzun dönemde, serveti artıran değil, servetin reel değerini koruyan bir getiri enstrümandır.
Beş yıllık periyotlarla bakıldığında, görülecektir ki dünyanın her yerinde mevduat getirileri mutlaka bir enflasyon endeksine “yenilir”; getiriler ya enflasyona paralel ya da çok az üstünde veya altındadır.
Fakat enflasyonun 5 ve faiz gelirlerinin ` olduğu son bir yıllık dönemde; zenginleşme olgusu ve duygusu artmıştır.
Zenginleşme duygusu, harcamaları ve dolaysıyla az da olsa enflasyonu artırmış olabilir.
Bilgi: Mevduatın büyük bir bölümü sınırlı sayıdaki hanehalkına ait olduğu için ve bu zenginlerin marjinal tüketim artış oranı düşük olduğu için TCMB, faiz artışlarının bu mekanizmayla enflasyonu artırma ihtimali olmadığını düşünüyor.
İtiraz etmiyorum.
Çünkü normal şartlar altında yüksek faizler anti-enflasyonisttir.
Kira: Gayrimenkulden elde edilen kira gelirleri genellikle faiz oranlarından daha düşük olur.
Gayrimenkul sahipleri bu düşük getirinin, gayrimenkul değerindeki artışlarla telafi edildiğini bilirler.
Bazı dönemlerde gayrimenkullerdeki yüksek değer artışları enflasyon oranını bile aşabilir.
AMERİKA ÖRNEĞİ
Amerika’da “servet gelirleri”, FED’in aldığı “sıkılaştırma tedbirlerini” yenmiş görünüyor.
Amerika’da gayrimenkullerdeki değer artışının harcamaları, dolaysıyla enflasyonu etkilediği biliniyor. (Housing Wealth Effect)
Varsayım: Mortgage yöntemiyle 500 bin dolara bir ev satın aldınız ve bu........© Karar





















Toi Staff
Gideon Levy
Tarik Cyril Amar
Stefano Lusa
Mort Laitner
Robert Sarner
Andrew Silow-Carroll
Constantin Von Hoffmeister
Ellen Ginsberg Simon
Mark Travers Ph.d