Amerika’nın 500 milyar dolarlık kumarı
Teknoloji dünyası bir kez daha hareketlendi. Başkan Donald Trump, yemin töreninden sadece bir gün sonra 500 milyar dolarlık yapay zeka girişimi Stargate AI Projesini duyurdu. Proje, ABD’yi yapay zeka yarışında zirveye taşımayı amaçlıyor. Ancak bu büyük atılım, devasa bir vizyon mu, yoksa süper güçler arasındaki yeni bir “soğuk savaş silahlanması” mı? İşte bu noktada detaylar her zamankinden daha kritik hale geliyor.
İlk olarak, Stargate AI Projesi’ni 90’ların bilim kurgu dizisiyle veya CIA’in psişik deneyleriyle karıştırmayalım. Bu projede ne ‘medyumlar’ var ne de ‘düşünce gücüyle Sovyet generallerinin aklını okuma’ girişimleri. 1970’lerde başlayan projede başkalarının düşüncelerini okuma, telepati, geleceği tahmin etme gibi yetenekler araştırılıyordu. Ancak 1995’te ‘işe yarar’ sonuçlar alınamadığı için proje sona erdirilmişti. Aynı isimdeki yeni proje Stargate AI ise OpenAI, Oracle ve SoftBank gibi devlerin ortaklığıyla ABD’yi yapay zeka altyapısında küresel lider yapmayı hedefliyor. Kısaca “uzaylı” değil, “algoritma” düşünün.
Ortada iddialı bir vizyon var ama bazı büyük sorular da cabası… Proje, ilk aşamada 100 milyar dolarlık bir yatırımla başlıyor ve dört yıl içinde 500 milyar dolara ulaşması bekleniyor. Amaç, 100 bin yeni iş yaratmak ve ABD’yi AI ekosisteminde rakipsiz hale getirmek. Ancak bu kadar büyük bir vizyon, elektrik, iş gücü ve yönetim krizleriyle nasıl başa çıkacak? Her şeyden önce yapay zeka, kahveyle değil gigawatt’larla çalışıyor. Stargate veri merkezlerinin her biri en az 50 megavat elektrik tüketiyor. Projenin ilk aşaması, Teksas’ta 10 veri merkeziyle başlıyor. Ancak ABD’nin enerji şebekesi zaten sıkıntılı ve ERCOT’un (Teksas enerji düzenleyicisi) sınırlarını zorlayabilir.
Birkaç temel sorun var:
Yenilenebilir enerji bu talebi karşılayabilir mi? (Pek mümkün değil, çünkü güneş ve rüzgar enerjisi kesintili çalışıyor.)
Nükleer enerji devreye alınır mı? (SoftBank gibi bir Japon şirketinin, Fukuşima’nın gölgesi hala tazeyken, nükleere sıcak bakması zor.) Şebeke altyapısı bu yükü kaldıracak şekilde genişletilebilir mi? (Eğer düzenleyici kurumlar destek vermezse, büyük ihtimalle değil.)
Eğer enerji sorunu çözülmezse, Stargate AI sadece büyük bir elektrik faturası olarak tarihe geçebilir. 100 bin iş için 100 bin yetkin kişi var mı?
Proje, 100 bin yeni iş yaratmayı vaat ediyor. Şahane bir vaat, ama bu işleri dolduracak yeterli yetenek var mı? AI ve veri merkezi operasyonları için gereken beceriler, bugünün iş gücü piyasasında pek bol değil.
Bir diğer mesele de 500 milyar dolarlık bir yapay zeka girişiminin liderliği kimin elinde olacağı? SoftBank’ın Masayoshi Son gibi isimler devreye girse de, bu çapta bir projeyi tam zamanlı olarak yönetecek biri var mı? Ayrıca, OpenAI’nin önceki yönetim krizleri ortadayken, böyle devasa bir projede aynı hataların tekrarlanmaması gerekiyor. Yönetim yapısı net olmazsa, bu devasa proje bir süre sonra kaosa sürüklenebilir.
Çin’le yarışta öne çıkabilir mi?
ABD, yapay zeka yarışında Çin’in agresif yatırımlarına karşılık verme zorunluluğunda. Çin, AI patent başvurularında ABD’yi çoktan geride bıraktı ve devlet destekli büyük projelerle AI altyapısını hızla geliştiriyor. Stargate, ABD’nin yapay zekada liderliğini garantilemek için en büyük hamlesi olabilir. Ancak Çin’in AI araştırmalarına olan yatırımı göz önüne alındığında, bu yarışın kazananı henüz belli değil.
Stargate AI, teknolojik bir ‘Ay’a İniş’ mi, yoksa dev bir hata mı olacak? Devasa engeller aşılamazsa tüm zamanların en büyük “teknoloji balonlarından” biri olarak hatırlanacak. Ama ya aşılırsa… Bekleyip göreceğiz...
Bilgisayarlar silikon çiplerle mi sınırlı kalmalı? Avustralyalı girişim Cortical Labs bu soruya “Hayır!” diyerek biyo-bilgisayarlar ile devrim yapmaya hazırlanıyor. CL1 adını verdikleri yeni cihaz, insan beyin hücrelerini (nöronları) kullanarak bilgi işleyebilen dünyanın ilk biyolojik bilgisayarı olma iddiasında.
Öncelikle biyo-bilgisayar kavramına yabancı olanlar için kısa bir açıklama. Geleneksel bilgisayarlar elektrik sinyalleriyle........
© Karar
