Bir Anıtkabir rüyası
Rüyamda bu kez Anıtkabir’e doğru yürüyorum.
Taşlar tanıdık değil; ayaklarımın altında tarih hafifçe kıpırdıyor. Taşlar artık dizili değil, konuşuyorlar. Her biri başka bir dönemin sesiyle fısıldıyor:
“Bir inkılap daha gördüm dün gece…”
“Latin harfleri geldi ama köyde hâlâ mektup okunmuyor…”
“Harf devrildi, kelimeler yetim kaldı…”
Aslanlı Yol’un iki yanındaki heykeller yerlerinden inmiş, sıraya girmişler. Ellerinde dilekçeler:
“Yeniden dikilmek istiyoruz.”
Yüzlerinde yorgun ama kararlı bir ifade.
Heykeltıraş yok, karar verilemiyor.
Yürümeye devam ediyorum.
Tam o sırada bir görevli yolumu kesiyor:
- “Ziyaret değil bu. Rüyada Anıtkabir’e giriyorsanız özel izin gerekir. Lütfen düş kimliğinizi gösterin.”
Cüzdanımı açıyorum, içinde “vatandaş” yazıyor. Yeterli........
© Karar
