19 Mart’tan bugüne gelinen nokta
Bir ülkede çoğunluk adalete inanmıyorsa hüküm odur. İmamoğlu hadisesiyle ilgili siyasi iktidar ne derse desin, istediği kadar yargı süreci, yargı kararından söz etsin, hüküm, yargının bağımsız ve tarafsız olmadığı yönündedir. Meşruiyet de bir yanıyla böyle bir şeydir.
Konda’nın araştırma sonuçları ortada.
Tutuklama kararını yanlış bulanlar yüzde 65 oranında. Eylemleri haklı bulanlar ise yüzde 73 civarında. Başka önemli bir araştırma şirketine göre AK Partililerin yüzde 42’si bile (yanlış ya da fikrim yok diyerek) İmamoğlu’nun tutuklanmasını desteklemiyor.
İktidarın yargısal siyasi manevralarla muhalefeti boğma girişimi demokrasi ipinin inceliği yerdir.
Toplum da bunun farkında…
Mitingler ve tepkiler de bu yüzden…
Demokratik düzene yönelik ölümcül baskı karşısında, elinde tepki vermek, ses yükseltmek, miting yapmak, bireysel davranışlar üzerinden yaptırım uygulamak dışında imkan bulunmayan kesimlerin bu tutumu doğal ve demokrasiye sahip çıkmak bakımından anlamlıdır.
Siyasi iktidar, malum, bu tepkileri her otoriter yapı gibi, tahrik, sokak terörü, milli ekonomiye karşı darbe olarak tanımlıyor ve sorumlu olarak ana muhalefete, CHP’ye işaret ediyor.
Ancak gün gibi açıktır, gelinen noktanın tek sorumlusu iktidarın bizzat kendisidir.
Muhalefetin likidasyonuna cüret etmesi, buna yönelik tepkileri öngörememesi el ele bir siyasi tutum faciasıdır.
Bulunduğumuz aşamayı........
© Karar
