menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Uydurmanın büyüsü, kanmanın hazzı

14 0
06.01.2025

Kemal Tahir, Yaşar Kemal’in İnce Memed’ine antitez olarak yazdığı Rahmet Yolları Kesti romanında ele alacağım konuya ilişkin bir sahne tasvir eder. Önce o sahneyi anlatayım. Eserde Çorum civarındaki bir kasaba ve köyde geçen olaylara göre Uzun İskender ve Maraz Ali, eşkıyaların kahramanlığına (!) özenip Kasım Dede’nin evini soyarlar. Ama olayın hemen sonrasında köylüler ve jandarmalar bu iki sefili yakalar ve bir güzel döverler; “Heriflerde üst baş parça parça” olmuştur, köydeki sorgu sırasında iyice hırpalandıkları için dizlerinde derman kalmamış, suratları sarı-yeşil, derileri iyice çekilip kemiklerine sarılmıştır. Uzun İskender, ceketi tekmil parçalandığından çaput bağlanmış yatır ağacına dönmüş, yanındaki Maraz Ali adamlıktan çıkmış, sıkı bir dayak yediği için tabanlarına basamayıp hoplaya zıplaya bir hoş yürümekte, yürümek ne, sarı yılan gibi sürünmektedir…

İşin gerçeği bu! Ama halk uydurmayı, uyduranı, kanmayı sever! Masallara bayılır! Zihninde bir kahramanlık destanı canlandırır, anlatan da dinleyen de bundan garip bir haz duyar, özlemlerine, öfkelerine, arzularına karşılık geliyor tabii…

Bu yanda gerçek böyleyken, öte yanda kasabanın kahvesinde bir masa kurulmuş, ortada bir masalcı, destancı Köse Hacı, ağzı baldan tatlı, uydurma........

© Karar