menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Kategorizasyona tâbi zihinler

27 8
16.09.2024

Türkiye’de zihinler, hangi inanç ve görüşte olurlarsa olsunlar, genelde ilerici-gerici, modern-gelenekçi, dindar-ateist vb. kategorilere tâbi olarak çalışıyor ve insanları da bu kalıplar doğrultusunda bir çekmeceye yerleştirme eğiliminde. Bu, kanaatimce dönemin, toplumun ya da bireyin sosyal, psikolojik şartlarını göz ardı eden, tekâmüle ya da değişmeye karşı çıkan mutlakçı/ sabitleyici, hatta mahkûm ve mecbur edici bir bakıştır. Oysa yaratılmış hiçbir varlık başta ve sonda aynı değildir. Tam da burada Turgut Uyar’ın “Geyikli Gece”sindeki;

“Durumumuz başta ve sonda ayrı ayrıysa

Başta ve sonda ayrı olduğumuzdandı”

dizeleri aklıma geldi. Herkes baksın kendisine, başlangıçtaki gibi mi? Durumumuz başta ve sonda farklı değil mi? Zamanın koridoru içinde fiziksel, ruhsal, düşünsel ve duygusal olarak değişmiyor muyuz? O hâlde neden bu kategorize etme eğilimi?

Bu eğilimden maalesef eli kalem tutanlar da kaçamamıştır. Hatta kategorizasyonun yayılmasında onların payı büyüktür. Ülkemizde ölçüler de aşağı yukarı belli olduğu için insanları bu ölçülere göre ölçüp biçer bir çekmeceye koyar ve bir daha o çekmeceden de hiç çıkarmazlar. Meselâ Cemil Meriç ya da Kemal Tahir, o şemalara uymaz aslında. Aykırı ve cins kafalar, özgür zihinlerdir, hakikatin peşinde zihinleri oradan oraya sıçrayabiliyor, öğrenilmiş bilgileri hallaç pamuğu gibi atabiliyor, eleştirebiliyor, soru sorabiliyorlardır. Ama hayır, mutlakçı zihinler, onları da dindar-ateist, ilerici-gerici, mufazakâr-çağdaş,........

© Karar


Get it on Google Play