menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Şu Fesih Hikâyesi

30 38
22.05.2025

Bazı ideolojik hareketlerin lügatinde bazı kelimelerin tersi geçerlidir. "Barış" da o kavramlardan. Kendilerini devletlerle eşit konumda görerek savaş ve barıştan bahsetmeleri ayrı bir garabettir. Fakat “barış" diyorlarsa kesinkes "savaş"tan bahsettiklerini düşünebilirsiniz.

PKK Stalinist bir hareket. Ayrılıkçı bir terör örgütü. Şimdi söylenenlere bakıyoruz, Türk-Kürk kardeşliği ve ikisi arasında bir barıştan söz ediliyor. Bunun neresini düzelteceksiniz? Halk arasında kardeşlik var. Karşıtlık, kavga ve çatışma yok. Hiç olmadı. O halde bu kavramlaştırmaya ne diyeceğiz? İftirayı aşan bir kurgu mu? Tıpkı soykırım yalanı gibi Türkiye’nin bugününe ve dününe saldırı mı?

Bu yalanların gün yirmi dört saat dillerde oluşu dehşettir. Çatıştıracak bu dildir. Her tür silahtan daha yakıcı ve öldürücüdür. Hayret, memleket seyrediyor. Türkiye’nin belası bu vurdumduymazlıktır.

Ülkede elbette haksızlıklar var. Herkes için var. “Bizim hakkımız verilmiyor” diyenlerin argümanlarının on katı başka kişiler ve gruplar için de geçerli. Hatta diğerlerinin çektiğini onlar çekmemiş de olabilir. Şimdi yaşanan görülmemiş hukuksuzluklar bunlardandır.

Her gadre uğradığını düşünen dağa çıkacaksa orada düzenden bahsedemezsiniz. Mesela şimdi başta CHP’nin, Zafer Partisi’nin başına gelenlerin hiçbir haklı gerekçesi olmadığı anlatılıyor. Hukuken netice almaları da zaman alacağa benziyor. Ne yapacaklar, dağa mı çıkacaklar?

Gadre uğramışsanız, yanlış yapıldığını düşünüyorsanız ses yükseltir, kuralların uygulanmasını sağlamaya çalışır, hakkınızı ararsınız. Devlet düzeninde işler böyle yürür. Bizde olanı yutkunmadan açık........

© Karar