Devlet bilmezliğin son perdesi
Yaşadıklarımıza esastan bakmayı esas alarak sorular sormazsak olanı biteni doğru anlayamayız. Türkiye’yi istikrarsızlaştırma hedefi değişmedi. Ortadoğululaştırma planı merkezdeydi, o da değişmedi. Öyleyse durum bu iken “PKK silah bırakacak” denmesini nasıl anlayacağız?
PKK can çekişen bir yapıya dönüşmüştü. Yerine başka örgütler(YPG ve türevleri) çoktan hazırlandı. Devletçikleri bile hazır. PKK silah bırakıyor diyerek başlatılan sürecin bir hedefi Suriye’nin kuzeyindeki o yapıyı korumak gibi görünüyor. Erdoğan’ın yeniden aday yapılmasına dönük hamleler de terazinin diğer kefesindedir. Yani görünen başka, niyet başka olunca güven oluşmuyor.
Turpun başka büyükleri de var. İçerde görülmemiş bir operasyona girişildi: On milyona varan dış göçle ülkenin nüfus yapısı değiştirildi. Ortadoğu bataklığından ve dünyanın her tarafından vekâlet savaşlarına katılanlar, terörsüz-kansız yaşayamayanlar yığın yığın geldiler. Her tür ajan da içlerindeydi.
Türkiye gibi büyük bir devlet, böyle çok yönlü hücumlara uğradı. Şayet yönetenler izin vermese bunların hiçbiri olmazdı. Hep diyorum ya, başımıza gelenlerden biz sorumluyuz. İtiraz etmedik ve gelecekte nelere yol açacağı kolayca tahmin edilebilir dinamitler yerleştirilirken, “Büyüklerimizin bir bildiği var” diyerek kenar durduk.
Türkiye gibi büyük bir devleti yönetenler, şimdi yine o zincirleme hataların yeni bir örneğini veriyor. Apo’yu göreve çağırıyor. Adama yüksek bir statü veriyor. Olacak iş mi? “Biz bir şey vermeyeceğiz, pazarlık da yapmadık” denmesinin hiçbir manası yoktur. Açıklanan ve itiraz edilmeyen metne........
© Karar
