menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Bütün tuşlara birden basınca

17 3
17.04.2025

Görülmemiş bir teklik yaşıyoruz. Benzeri ne Mutlaakiyet’te, ne Meşrutiyet’te, ne de yüzyıllık Cumhuriyet’te vardır. Dünyada krallık rejimlerinde vardır, bizde saltanat dönemlerinde de yoktur.

Neden yoktur? Çünkü Türk devlet geleneğine uymaz. Bizde kanunlar ve kurallar esastır. Konulmuş kurallar çerçevesinde hareket edilir. Başta sonsuz yetkili görünen bir Han, Hakan, başbuğ, şah, padişah vardır. Yetkileri kanunlarla sınırlıdır. Töre(kanun) onu da bağlar. Binlerce yıllık devlet anlayışımıza göre “Töre konuşunca Hakan susar”. Bunu bileceğiz.

Ağzından çıkan kanundur” dediğimiz padişahlar, ancak kanun yoksa kanun koyabilirler. İstisnai durumlar elbette vardır. Dördüncü Murat’ın bütün yetkileri eline alarak ülkeyi düzene soktuğu 17. asrın ikinci çeyreği böyledir. İkinci Abdülhamid’in 93 Harbi’nden sonra Meşrutiyet’i askıya alması bir ölçüde öyledir.

Tarihimizde yaşanan bu tür askıya almaların çoğunda şahsîlik ve keyfilik olmadığına dikkat çekmek isterim. Üstelik bozanlar da kendileri değildir. Peş peşe yanlışlarla gelinen o durumlardan sıkı bir idareyle çıkılacağına hükmetmişlerdir. Gerekçeleri de odur.

Şimdi bozan da sıkan da aynı. Bu duruma İslamcı geçinen dinbazlarımızla geldik. Fakat bilelim ki bu tavır onlara özgü değildir. Bozukluk hepimizde bulunmasa sonuç bu kadar ağır olmazdı. Belki onlar en acımasız rejime gidişi getirdiler. Hiçbir kural dinlememekte ve sadece kendilerini düşünmekte onlar gibisi gelmedi. Bu doğru.

Görülmemiş kural dışı baskıcı tekliğin hayatımızı zehirlemesine son verilmesi önemlidir. Yerlerine gelenler bu kadar zalim olamazlar. Kimse........

© Karar