Hatırla Ey Peri!
19. yüzyılda Osmanlı döneminde kendini iyi yetiştirmiş, iyi bir mevkide olan, Osmanlıdaki geleceği parlak genç İstanbul'da bir Fransız kıza aşık olur; ancak bu gizli bir aşktır! Duyulması istenmediği için gizli buluşurlar haftanın belli günlerinde.
Bazı günlerin akşamında gizlice ormanda buluşur, saatlerce konuşur, elele tutuşurlardı. Fransız kız eğitim hayatını Fransa'nın başkenti Paris'te geçirdiği için aşk konusunda bu gençten çok daha ileri görüşlüydü. Bu konuda okuduğu kitapları ve büyük aşkları ona anlatır, çok iyi zaman geçirirlerdi.
Bu genç her seferinde aşık olduğu kıza "Eğitimini almadığım aşkı senden öğrendim!" deyip yanağına bir buse kondururdu. Saatlerce diz dize oturur, zamanın geçmesini hiç istemezdiler. Bu yasak bir aşk olduğu için kız bunu biliyor ve ileride ayrıldığında sorun yaratmayacağını genç adama anlatıyordu.
Genç adam, sevgilisinin kendisine olan aşkını ileride inkar edeceğinden şüpheleniyor ve her seferinde bunu sorun ediyordu.
"Ben senin mecnunun oldum! Sen ise beni unutmaktan bahsediyorsun!" diyordu.
Kız ne kadar ona anlatsa da genç adam bir kere aşık olmuş, anlamıyor; ancak aşkını da geleceği için ilan edemiyordu. Kız bu buluşmaların çok fazla devam edemeyeceğini ona mantıklı bir şekilde anlatsa da genç adam bir kere kıza mecnun olmuştu ve kesinlikle mantıklı düşünemiyordu.
Gizli tutulan bu aşkı bir gazeteci tesadüfen öğreniyor; ancak o dönemler her şeyi gazetede yazmıyorsun. Anlayacağınız o dönemde........
© Karadeniz'de sonnokta
