KÜRT SORUNU!
Bu sözle karşılaşanlar neler biliyor, neler düşünüyor, bilmiyorum. Kimi televizyonlarda konuşanlar, gazetelerde yazanlar “sürüye kurt getirme” peşinde akıldanelik yapıyorlar.
Siyaseten Mondros’la telaffuz edilen, Orta Doğu Barış Antlaşması olarak SEVR’le, Osmanlı’da Kürdistan diye adlandırılan bölgede devlet kurmaları için Kürt önderlerin toplantılara gözlemci olarak katılmaları sağlanmış, bu amaçla Kürdistan Teali Cemiyeti var edilmiştir. “Her topluluğun kendi kaderini tayin etme hakkı” İngiltere, Fransa ve Amerika tarafından destek görmüştür. Bu amaçla kimi Kürt örgütleri çeşitli adlar altında özellikle İngilizlerden aldıkları destek ve yardımlarla Birinci Dünya Savaşı, Kurtuluş Savaşı ve Cumhuriyet sonrası isyanlar çıkarmışlar ve her fırsatta da bu isyanları sürdürmüşlerdir. Tarih, PKK ile otuzuncu isyanlarını yazar.
Kürt sorunu, bir ekonomik, bir dil, bir kültür, bir özgürlük ve bir demokrasi sorunu değildir. Kürt sorunu Türklerle bir eşitlik sorunu da değildir. Karşılıklı kız alıp vermelerle zaten akraba olunmuştur. Emperyalizmin KÜRT SORUNU KÜRDİSTANI KURMAK, TÜRKİYE’Yİ KÜÇÜLTMEK SORUNUDUR. Kürtlerin gerçek sorunu ise feodallikten-aşiret-ağalıktan kurtulma, çağdaş olma sorunudur.
Bugüne kadar Kürt yurttaşların bu ülkede isteyip de olamadıkları hiçbir meslek ve makam kalmamıştır. İşçiliğinden patronluğa, yönetimsel olarak memurluktan cumhurbaşkanlığına kadar… Her ne kadar yapay suçlamalarla dili gündemde tutarak Cumhuriyete düşmanlık beslemişlerse de, Kürtçe hiçbir dönem halk arasında yasaklanmamıştır. Türkçe, resmi iletişimin ortak dilidir. Bugün Amerika’da on milyona yakın Çinli ve Asyalı yaşamaktadır. Resmi dil İngilizce olduğundan devlet kurum ve kuruluşlarında İngilizce konuşma ve yazışma sorun olmaz. Ama resmi dilin Türkçe olduğu Türkiye’de kamusal alanda konuşma sorun oluyor. Çünkü Kürdistan’ın yolunu açmak istiyorlar. Asıl kavga budur. Yok federasyon, yok özerklik;........
© Karadeniz'de sonnokta
