Kendi Gemimizin Kaptanı Olmak
Doğu Karadeniz…
Yaylalarının sisleri, denizinin hırçın dalgaları, insanının bitmek tükenmek bilmeyen enerjisiyle her zaman ayrı bir yerde durur.
Ama bu coğrafyada bile zaman değişti; iş hayatının yükü, tüketim kültürünün dayatmaları ve global reklam ağlarının görünmez zincirleri bölgenin ruhunu da zedelemeye başladı.
Sabahın erken saatlerinde balıkçı teknelerinde ya da fındık bahçelerinde başlayan mesai, şehirlerde devlet dairelerine ve özel sektör ofislerine kadar uzanıyor.
Gün boyu süren yoğun tempo, üst üste yığılan sorumluluklar…
Derken stres, bölge insanının da gündelik hayatına kalıcı bir misafir gibi yerleşiyor.
Ve bu sadece bireysel bir mesele değil; tüketim toplumunun, küresel sermayenin ve medyanın yönlendirdiği bir iş kültürünün doğrudan sonucu.
Bir zamanlar "bir çuval mısır yeter" diyen ninelerimizin yerini, dört duvar arasında sürekli çalışan, kazandığı yetmeyen, yetse de mutlu olamayan bir nesil aldı.
Çünkü her şey daha fazlasını istemeye programlı: Daha iyi telefon, daha yeni araba, daha şık kıyafetler…
Global reklam........
© Karadeniz'de sonnokta
