HAKKARİ: YÜREĞİN SINIRLARI AŞTIĞI YER
Bir ay gibi kısa bir süre kalıp, coğrafyasını gezdiğim, sosyal yaşamını gözlemlediğim, insanlarıyla tanışıp sohbet ettiğim ve şehir hayatı yaşantısına yakından tanıklık ettiğim “hali pürmelâl”ini değil, Hakkari’nin muhteşem doğallığını anlatmak elbette ki bizim görevimizdir.
Her şehrin bir kimliği, her toprağın bir hikâyesi vardır. Ama bazı şehirler vardır ki yalnızca haritada bir nokta değil, gönüllerde bir iz, tarihte bir sarsıntı, coğrafyada bir mucizedir. Hakkari, işte böyle bir yerdir.
Yüksek dağları, sarp geçitleriyle sanırsınız ki yalnızlığa mahkûm edilmiştir. Ama içine girdiğinizde anlarsınız: Hakkari yalnız değil, yalnız bırakılmıştır. Ve buna rağmen, gülümsemeyi bilen, yürekten misafirperverliğiyle sizi kucaklayan bir şehir burası.
Her sabah Sümbül Dağı’nın zirvelerinden doğan güneş, yalnızca bir coğrafyayı değil, binlerce yıllık bir medeniyetin hatırasını da aydınlatır. Bercelan Yaylası’nda serin bir sabaha uyanmak, Taş Köprü’nün gölgesinde tarih koklamak, Kayme Medresesi’nde bir dua kadar sessizleşmek… Bunu bir kez yaşayan, Hakkari’yi unutamaz.
Terörle........
© Karadeniz'de sonnokta
