menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Çözüm Önerileriniz Size Kalsın

10 6
25.02.2025

15-17 Şubat 2025 tarihleri arasında Diyarbakır’da Hak İnisiyatifi Derneği ve HüdaPar tarafından ‘’Kürt meselesine insani çözüm’’ amacıyla bir toplantı yapıldı. Toplantı sonunda Kürtçenin anayasal güvenceye kavuşturulması, eşit vatandaşlık temelli yeni bir anayasa, anayasada herkesin Türk olduğu tanımından vazgeçilmesi ve anadilde eğitim talepleri dile getirildi. En başta belirtmem gerekir ki iddia edildiği gibi Türkiye’de bir Kürt meselesi olduğunu düşünmüyorum. Türkiye’de böyle bir sorun olsa sıkıntıda olan Kürtler göç etmeyi düşündüklerinde öncelikle Batı Anadolu’da Türklerin yoğun olduğu bölgelere değil Erbil gibi Kürtlerin yoğun olduğu bölgelere göç ederlerdi. Türkiye’de Kürt oldukları için sorun yaşadığı iddia edilen insanların bu sorun nedeniyle Türk yoğunluğunun daha fazla olduğu yerlere göç ediyor olması bu iddianın asılsız bir iddia olduğunu çok açık göstermektedir.
Kürtçenin anayasal güvenceye kavuşması ve eğitim dili olarak kabul edilmesi, eşit anayasal vatandaşlık kulağa hoş gelen çok insani talepler gibi görünüyor. Fakat maalesef bunlar hiç göründüğü kadar masum istekler değil. Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve Anayasası bütün vatandaşlarını sadece vatandaşı kimliği ile görür. Yalın ve tek Türk Vatandaşlığı tanımı yerine etnik veya inanç temelli tanımlar eklenerek eşit anayasal Türkiye Vatandaşlığı gibi bir tanımı tercih etmek bireysel haklara dayanan yurttaşlık sisteminden topluluk haklarına dayanan bir toplumsal-siyasal sisteme geçmek demektir. Sözü edilen eşit anayasal vatandaşlık tanımındaki eşitlik bireyler arasında değil grupların/toplulukların birbirine eşitliğidir. Devlet kendi vatandaşına şimdi olduğu gibi tek bir vatandaşlık penceresinden değil mensup olduğu cemaat veya etnik yapı penceresinden bakar ve bu durum kaçınılmaz olarak ötekileşmeyi ve bölünmeyi getirir. Kürtçenin anayasal olarak resmi dil olarak tanınması anadillere bölgesel resmi diller olarak statü verilerek fiiliyatta ayrışmayı hızlandıracak bir darbe etkisi oluşturur.
Türkiye Cumhuriyetine........

© Karadeniz'de sonnokta