dikenli akasya
seksenli yılların ortasında eski valiliğin karşısında bi emlak büromuz vardı
her ne kadar profesyonelce emlakçılık yapmıyorsak da arada arzuhalcilik arada da alım satım işleriyle iaşemizi temin ediyorduk
büronun tam karşısında kaldırımın köşesinde belediye tarafından dikilen fidan
gelen giden uşak beşik tarafından kırılıyor bi türlü yeşerip boy vermesi engelleniyordu
dört bi tarafını korumaya almış olsak da nafile
ne yapsak ne etsek fayda etmedi
bi gün babacığıma dedim ki;
-baba ben buraya dikenli bi akasya ağacı dikeceğim
ve de o korkuluklar dahil etrafına da hiç bi şey sarmayacağım
o da bana sen bilirsin deyip gidip köyden bir dikenli akasya ağacı temin ettim
çukuru kazıp ağacı dikmeye koyuldum
arada gelen giden eş dost soruyor;
-hayırdır bakri efendi ne dikeceksin o açtığın çukura?
elma erik ya da kiraz ağacı dikeceğim dediğimde;
-hiç kentte meyve fidanı olur mu?
diyerek söylenirlerdi
e peki sizce ne dikeyim dediğimde ise çam........
© Karadeniz'de sonnokta
