menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Paylaşım savaşımı, Filistin ve bölgede sosyalist devrim

9 0
11.11.2025

Diyorlar ki, “Filistin”de, Gazze’de barış sağlandı.

Her iki kampta da sevinç var.

Filistinliler, bir nefes almak, soykırıma bir ara verilmesini ya da soykırımın durdurulmasını sağlamak adına seviniyorlar. Ölüm ve açlıkla savaşıyorlar ve ölüm ve açlık içinde, çocuklar, binaların yıkıntıları arasından kızıl bayrakla çıkıveriyorlar, üstüne yürüyorlar ölümün. Onları destekleyen tüm dünya halkları, bir kazanım elde etmenin sevincini haklı olarak yaşıyorlar.

Karşı taraf, daha karmaşıktır. İsrail’de insanların bir bölümü, bu soykırıma son vermek ihtimaline seviniyor, bir bölümü, esirlerin bedenlerine kavuşabilmek için seviniyor. Ama karşı taraf, sadece İsrail ile sınırlı değil. Dünyanın birçok devleti, Batı devletleri, kendi halklarından gelen tepkileri biraz olsun yatıştırmak adına seviniyorlar.

Filistin katliamı, soykırımı, Batı’nın işidir ve bunun için İsrail devleti kullanılmıştır. Almanya, ABD, Fransa, İngiltere ve tüm Batı dünyası bu soykırımın tarafıdırlar ve planlayıcılarıdırlar.

Öyle ise, diyebiliriz ki, Batı dünyası, tüm emperyalist dünya, Filistin soykırımını planlamıştır.

Diyebiliriz ki, Filistin direnişi, onların ülkelerinde yankılanmış ve kendi ülkelerinde yükselen tepkiden korkmalarına neden olmuştur. İngiltere, Almanya, Fransa, ABD, Filistin bayraklarını yasaklamış, ama yasakları kimse dinlememiştir. Devlet otoritesi bir yerden sonra işlememiştir. Baskılar, tutuklamalar işe yaramamıştır. Berlin’de, Paris’te, Washington’da ve Londra’da sokaklar Filistin direnişine destek verenlerle dolmuştur.

Filistin soykırımı tüm Batı’nın ortak işidir ve ona karşı tüm ülkelerde, Batı ülkeleri de dâhil, protesto gösterileri ortaya çıkmış, soykırım, emperyalist devletlerin kendi iç sorunu olmaya evrilmiştir.

Mahmud Abbas, Batı’nın kuklası, Filistin halkının uzlaşmacısı olarak, bu soykırıma sessiz kalmıştır. Filistin direnişi, birçok ihanetçi tanımıştır. Gazze’de soykırım yaşanırken, Mahmud Abbas, yerinde durmuş, kınamalar yayınlamıştır.

Demek ki Filistin’de de bir bütünsel direniş yoktur, uzlaşmacısı vardır.

Öyle ise, Filistin sorunu, orada bir devlet kurulup, bu devletin emperyalist Batı’nın yeni bir sömürgesi olması durumu mu yaşanacak, yoksa Filistin direnişi, tüm bölgedeki direnişin parçası hâline gelip, sosyalist bir devrim yoluna mı girecek? Soru budur.

Yanıtı açıktır.

Açık olan çözümün gerçekleştirilmesi zordur. Ama sosyalist bir devrim dışında yol yoktur ve konu Filistin meselesi olunca, bu, bölgesel bir sosyalist devrimin içinde zafere ulaşabilir. Görünen budur.

Emperyalist efendiler, SSCB ortadan kalkar kalkmaz, sosyalizmin yenilgisi yaşanır yaşanmaz, hemen kendi aralarındaki paylaşım savaşımına dönüş yaptılar. Kimisi Birinci Dünya Savaşı’nda tamamlanmamış işlerini ele aldı, kimisi İkinci Dünya Savaşı’nın yarım kalmış işlerini.

İngiltere, “akıl bendedir, güç ABD’de” mantığına uygun bir yol izliyor. Türkiye dâhil, bölgeyi, Birinci Dünya Savaşı’nda ABD’ye devrettiği ülkeleri geri istiyor. Filistin’i, Suriye’yi, Irak’ı, Türkiye’yi vb. geri alma hesapları yapıyor.

Elbette sonucun ne olacağı bilinmez. Ama artık, başlıca beş emperyalist güç, ABD, Japonya, İngiltere, Almanya ve Fransa bazan açıktan, bazan gizliden savaş hâlindedir. Şimdilik Rusya ve Çin’e karşı savaş, onların savaşını örtmektedir. Onların ortak noktası, Rusya ve Çin’in yenilerek........

© Kaldıraç