menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Safiye Yaşa… Rojin Kabaiş… Ahmet Minguzzi… Ciğerim yanıyor!

10 8
26.10.2025

***Adalet sahibi aziz hünkarım

Ağlayı ağlayı göz de kalmadı

Adalet kafire hürmet fitneye

Müslüman olanda yüz de kalmadı

Aşık olan kalem almış yazıyor

Mümin olan öz canından beziyor

Fakir fukara da üryan geziyor

Baha yetirecek bez de kalmadı.

Giriş cümlesini okuyunca delirdiğimi düşünenleriniz için yazıya başlamadan not geçeyim. Kendi cümlelerimi bu kadar yüreklice tuşlara dökecek kadar aklımı peynir ekmekle yemedim efenim. Hani biz yazarız elbette yazmasına da fındık içini doldurmayacak gerekçelerle, durduk yere hiç tanımadığımız bir dört duvarla tanışıp, evimizin rutubetli duvarlarını özlemekte var işin sonunda.

Sanırım geçen haftaydı yine önce eşeği kaybettirip sonra buldurttular bize. Her defasında aynı senaryoları ezberleye ezberleye ülkecek oyuncu olup çıktık efenim. İğneada’da selde kızını ve damadını kaybeden Safiye Yaşa çok haklı bir gerekçeyle reddi hakim talebinde bulunması ve akabinde bir heyet üyesiyle tartışması sonrası adalet arayan anneye iki günlük disiplin hapsi verildi. 2023 yılından beri süren dava acılı annenin disiplin cezasına çarptırılması ile ancak dikkatleri üzerine çekebildi ve toplumun hatırı sayılır bir kesimi tarafından görüldü.

Ne acıdır ki özellikle son yıllarda, yaşananlar vahşet ve acımasızlık seviyesine göre toplum hafızasında belirli bir yer ediniyor ve gidişata göre olumlu bir şekilde sonuçlanıyor. Olumsuzdan olumlu çıkarmak için debeleniyoruz suyunu eksik ettiğimiz toprakların üstünde. Safiye Yaşa’nın disiplin cezası alması sosyal medyada o kadar fazla tepkiyle karşılaşınca sevgili adalet bakanımız devreye giriverdi bir anda. Hani ne kadar doğru olduğunu bilmemekle birlikte velev news ‘in haberine göre Bakan Tunç, Yaşa’dan konuyu dinleyip bir sıkıntı yaşarsa aramasını söylemiş. Adalet bakanı Safiye Yaşa’nın telefonu ile devreye girmiş.

‘Ne acıdır ki’ diye başladığım paragrafın ikinci kısmını da yine aynı cümle ile devam etmek zorunda kaldığım tüm sisteme sövgümle derin bir nefes alıyorum hani öyle vergisiz, algısız, sorgusuz. Kulağımda ’Başın öne eğilmesin aldırma gönül’ şarkısı son ses inletiyor henüz tanışmadığım dört duvarları.

Yargının........

© İz Gazete