menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Sabah sohbetleri

13 3
18.01.2025

Hadi bir umut deyip denize düştük madem yılana sarılalım dedik, dedik demesine de maşallah etrafımız çok fazla yılanla çevrili olunca içinden seçemedik, bir başımıza kala kaldık. Bunca bilinmezlik ya da bilinirliğin verdiği huzursuzluk içinden sıyrılıp bize kalan ufak bir masanın yarım saatlik keyfinde misafir edeceğim sizleri.

Hayatımızın karanlık anlarını yarım saatliğine bir odaya tıkıp üstüne kilit vurup kendimizden bile kaçıp (bazen kendimizi de sırtlayıp) sabahların en çekilir yarım saatini paylaşmak istedim sizlerle. Her gün 17.30'da biten mesai saatimizden sonra kendimize kadar yaşadığımız hatta kendimize fazla gelen tarafları yatağımızda sarıp sarmalayıp, günden önce doğup düşüyoruz yollara. Ah biz bi’ doğalım da gün de elbet toparlanıp ardımıza düşüverir umudu ile nefesimiz nefesimizi dövüyor yol boyunca.

İlk kapıdan gazetenin ablası Zeynep Abla giriyor. Kendi içinden söyleniyor yine ‘offf trafiğe takıldım, yine geç kaldım’ diye döndürüp duruyor kelimeleri. Abla dediysek hani laf olsun falan diye değil, akşamdan gençlerin saçıp dağıttıklarını toparlıyor alelacele. Havasız kalan ofisin tüm pencerelerini açıp içinden de dışından da naifçe sövüyor sürekli terlemesine. Sırayla tüm odaları geziyor, klimayı açık bırakan Ü.K ve ayak ısıtıcısını açık unutan M.A‘ya kızıyor içinden. Bunlar........

© İz Gazete


Get it on Google Play