Ne yerde taş kaldı ne bağrımızda yer...
Birçoğumuzun yürekten abi diyerek cümleye başladığı, adının geçtiği her ortamda yanağımızın çukur kısmına düşen tebessümlerin sahibine ait bir cümleyle başlamak istedim. Yeniden tv’nin bir röportajında ‘Ne yerde taş kaldı ne bağrımızda yer’ diye başlıyor Sırrı Abi. Kimimizin biyolojik bir bağa gerek duymadan ailesinden biriymiş gibi sevdiği, kimisinin içindeki tüm kötülükleri kusacak yer ararken fütursuzca saldıracak kadar tanımadığı biri Sırrı Abi.
Tanımadığı diye yazarken yüreğimin titrediğini hissettim. Yaş aldıkça anlıyor insan, bizi tanıdığını düşündüğümüz, yürekten sevdiğimiz, bağlandığımız, yanında olduğumuz, elini tuttuğumuz, düşmesin diye omuz verdiğimiz insanların bile içlerinde sessiz sessiz büyüttükleri, kurumasın diye her gün sevdikleri, suladıkları bencil ve bir o kadar dikenli ve çok çirkin kalpleri olabiliyor.
Tüm cemreler düşmüş, tüm çiçekler açmış, ağaçlar yemyeşil dallarıyla kucak açmış. Tam soğuklar bitmiş, kış bavulunu toplayıp gitmiş, güneş kalbimize kalbimize doğmuş derken kaybettik Sırrı Abi'yi.
Bahar aylarında kışa düştü yüreğim.
15 Nisan’da kalp krizi geçirip hastaneye kaldırıldı, on sekiz gün yoğun bakımda kaldıktan sonra yorgun düşen kalbini bize emanet edip bedenini toprağa düşürüp ruhunu, ruhumuzu alıp gitti Sırrı abi. Hatırı sayılır bir kalabalıkla uğurlandı son durağına. Ne çok ağladım, ne çok üzüldüm kelimelerle ifade edebileceğim ya da el yordamıyla tarif edebileceğim bir duygu değil, yıllar geçse bile unutamayacağım garip, anlatılması güç bir duygu.
Çok yakınını toprakla paylaşmayan acı yaşadım demesin diye bakarım hep. Beden acısı, ruh acısı, aşk acısı, dost kazığı acısı hepsini bir market poşetinin içine koyup sallaya sallaya döneliyorum etrafta. Kalbimin birkaç damarı mı tıkandı da bu konular da bu kadar duygusuzum bilmiyorum ama şunu biliyorum. En yakınını kaybettiğini duyduğun an aklından geçen saçma sapan duygular, gözünün önünden akan cümleler, sanki kaybetmemişsin gibi, yokluğu üzerine o varmış gibi yapılan planlar…
Birkaç saat sonra, önce kaybettiğini........
© İz Gazete
