Alaçatı’da yan sanayi muhbir!
Zaten sabahları afyonu patlamamaya endeksli bir kadın olarak evin içinde o bağırış çağırış seslerine katlanamazdım.
O avaz avaz sesle uyanınca, "Bu kadın neden sabah sabah milletin kanını donduracak hikayeler anlatır?" diye homurdanırdım.
Meğer annem, beni farkında olmadan Türkiye'nin karanlık gerçeklerine hazırlıyormuş. Bir nevi "Hayata dair sertifikalı eğitim" almışım da haberim yokmuş.
***
Annem de genelde bana kıyamazdı. Mesela arabasına ne zaman binsem avaz avaz radyo açık olurdu. “Anne bu ne?’’ dediğimde hemen kapatırdı.
Ama Müge’nin programına laf ettiğimde hiç hatır falan tanımazdı: “Karışma, takip ettiğim bir konu bu!” derdi.
Sonra anneciğim gidince içime ruhu kaçtı. Ben de artık her sabah Müge Anlı diye uyanıyorum.
Çünkü o program bu ülkenin vahşiliğini, sapıklığını normalleştirmiyor, olanı ortaya seriyor.
Bu program ayrıca benim için kişisel olarak bir ilavede daha bulundu…
Çeşitli manyaklığıma bir de septisizm ekledi!
Ya da daha dürüst olayım septik tarafım daha da alevlendi.
Artık şüphecilik deyince de ben!
***
Bu olay olalı bir iki yıl oldu… Size........
© İz Gazete
