Stratejik Bakış
Türkiye'nin iç güvenliği, savunma sanayinde gelinen son aşama, dış politika; jeopolitik, jeostratejik ve ekostratejik meseleler ile yeni uluslararası sistem gerçekliği bağlamında objektif veriler ve nesnel gerçekler üzerine irdelemeler yapıp, çıkarımlarda bulunacağım. Olguları yorumlayıp, ne anlama geldiğini belirterek tabloyu netleştireceğim.
Ancak bu tartışma ve irdelemeyi ideolojik saplantı ile kısır bilgi ve fikir fakirliği içinde değil; nesnel çerçeve ile kuş bakışı perspektifinden gerçekleştirmeye çalışacağım.
Yani sağdan, soldan, ileriden, geriden; doğudan, batıdan,kuzeyden, güneyden değil, orta yoldan yorumlama yapacağım. Otoyoldan çıkmamaya, tali yollara ve dikenli patikalara sapmamaya dikkat edeceğim.
Türkiye tarihinin genelde son 25 yılına (son çeyrek asır), özelde son 15 yılına baktığımızda son derece hayati öneme haiz işlerin başarıldığı; kesin ve keskin, tarihsel devrimlerin gerçekleştirildiği görülmektedir. Bu devrimler ve başarılar bir kesimin başarısı, diğer kesimin hezimeti değil; Türk Devletinin ve Müslüman Türk/Türkiye Milletinin destansı zaferidir.
İç barış, iç güvenlik ve terörle mücadele konularını irdeleyelim:
Toplumsal barış ve huzurun sağlanması, kültürel hakların hak sahiplerine teslimi ve sosyolojik/psikolojik rahatlamanın sağlanması amacına yönelik olarak 2004 yılında ana dilin öğrenilmesi hakkı, 2009 yılında anadilde yayın hakkı sağlanmış, yargılama süreçlerinde de anadilde savunma hakkı sahiplerine teslim edilmiştir. Sonraki izleyen süreçte mevzuat değişikleri ve idari düzenlemelerle anadilde süreli ve süresiz yayın hakkı, sanatsal faaliyetler, idari birimlere yerel isimlerin verilmesi vb. pek çok haklar teslim edilmiştir.
Son çeyrek asır içinde, Cumhuriyet tarihi boyunca ve özellikle 28 Şubat sürecinden sonra kangrene dönüşmüş olan yükseköğretime geçişte katsayı adaletsizliğin giderilmesi, eğitimde ve kamuda vahim bir insan hakları ihlali olan başörtüsü sorununun (Kılık ve kıyafet özgürlüğü ihlali) çözümü sağlanmıştır.
MİT Müsteşarı üzerinden Hükümeti indirmeyi hedefleyen 7 Şubat 2012 MİT krizi engellenmiş ve aşılmıştır.
2013 Mayıs ve Haziran aylarında gerçekleştirilen gezi olayları isyanı bastırılmıştır.
17-25 Aralık 2013 FETÖ’cü yargı ve emniyet darbe girişimi etkisiz hale getirilmiştir.
Siyonist ve emperyalist, FETÖ’cü terörist, işgalci ve istilacı 15 Temmuz 2016 darbe girişimi ezilmiştir.
Doğu ve Güneydoğu illerinde gerçekleştirilen HDPKK destekli ve organizeli 6-8 Ekim 2014 olayları ile iç çatışma teşebbüsü kesilmiş ve engellenmiştir.
15 Temmuz 2016’da başarısız olan FETÖ’cü terörist darbe, işgal ve istila sürecinden sonra; 90 yıllık dönemde kültürel çölleşmeye neden olan iki sosyolojik/kültürel/mistik uygulama kaldırılarak yerine olması gereken kültürel ve mistik realiteye uygun Milli uygulama getirilmiştir.
Bunlar: Birincisi şehit cenazelerinde ve resmi cenaze törenlerinde kilise çan sesinin ritmini simgeleyen Chopin'in cenaze marşının çalınmasının kaldırılıp yerine İtri'nin Tekbirinin çalınması, ikincisi de askeri birliklerde yemek sırasında okunan “Tanrımıza hamdolsun Milletimiz var olsun” şeklinde yemek duasındaki “Tanrımıza” kelimesinin “Allah’ımıza” olarak değiştirilmesidir.
17 Nisan 2016 Anayasa Referandumu ile her 1.5 yılda bir hükümet değişikliği, siyasi ve ekonomik istikrarsızlık ile geri kalmışlık ve hortumlama, her 10 yılda bir askeri darbe demek olan parlamenter sistem kaldırılarak Türk Tipi Üniter Başkanlık sistemine geçilmiştir.
24 Temmuz 2015 ve 15 Temmuz 2016’dan sonraki süreçte terörle mücadelede savunmadan taarruza geçilmesiyle (Terörü kaynağında kurutma stratejisi) birlikte; FETÖ, DHKP-C, DEAŞ, TKP/ML, KCK/PKK/PYD/YPG/YPJ/SDG başta olmak üzere tüm terör örgütlerinin başı ezilmiş, bitirilmiş ve Türkiye'de kökleri kurtulmuştur.
22 Ekim 2024 tarihinde Meclisteki konuşmasında D. Bahçeli'nin, PKK’nın tüm türevleri ile bitirilmesi için harekete geçilmesi, gerekiyorsa en radikal ve korkusuz adımların atılması gerektiğini ifade etmesiyle başlayan süreçte; terörist başı Öcalan, 27 Şubat 2025 tarihindeki açıklamasıyla PKK’nın fesih kongresi düzenlemesi, fesih kararı alması, tüm unsurlarıyla silah bırakması ve acil uygulaması gerektiğini; Ulus devlet, konfederasyon, federasyon, demokratik özerklik vb. taleplerin asla çözüm olmadığını belirtmişti.
Sonrasında PKK, 5-7 Mayıs 2025’te Irak’ın kuzeyinde fesih ve silah bırakma kongresi düzenlemiş, 12 Mayıs 2025’te kendini........





















Toi Staff
Gideon Levy
Tarik Cyril Amar
Stefano Lusa
Mort Laitner
Sabine Sterk
Robert Sarner
Andrew Silow-Carroll
Constantin Von Hoffmeister
Ellen Ginsberg Simon
Mark Travers Ph.d