menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Denge Politikası

10 55
22.05.2025

Denge politikası uluslararası ilişkilerde, bir bakıma tarafsızlık ve bağlantısızlık yöntemi izlemektir. Küresel bağlamda siyasi, askeri, ekonomik, ticari ve diplomatik kriz ve çekişmelerde rengini belli etmemek, tüm taraflarla her alanda iyi ilişkiler geliştirerek, Devletin ve Milletin menfaatleri doğrultusunda, pozitif bir ivme ile kazançlı çıkmayı hedeflemektir.

Soğuk savaş döneminde, bazı güney yarım küre ülkeleri, Latin Amerika ülkeleri tarafından, bağlantısızlar girişimi olarak uygulanmaya çalışılmıştır. Batı ve Doğu bloku tarafında yer almamışlar, ancak bu yöntemin ya da söz konusu ülkelerin, uluslararası sisteminde sorun çözme kapasitesi bakımından başarılı olduklarını söylemek güçtür.

Ancak denge politikasını, tarihte biz, yani Osmanlı ve Sultan Abdülhamit Han çok keskin bir şekilde uygulamış, birinci dünya savaşına giden yolda emperyalizm (yeni sömürgecilik) ve hammadde/pazar arayışları kıskacında Ülkesini, bir yanda Çarlık Rusyası bir yanda Batılı ve ogünün büyük devletleri İngiltere ve Fransa'nın bitmek bilmeyen istek ve talepleri karşısında 33 yıl ayakta tutmuş, çöküşü 50 yıl ötelemiştir.

Malum, Rusya-Ukrayna savaşı yaklaşık üç yıldır olanca hızıyla devam ediyor. Çeşitli kaynaklara göre farklılık arz etmekle birlikte, toplamda her iki taraftan da bir milyonun üzerinde ölü var. Savaşın başında Batı, Amerika ve Avrupa Ukrayna'yı yoğun bir şekilde silah, lojistik ve para olarak destekledi, Rusya’ya ağır ekonomik yaptırımlar uyguladı. Batı Ukrayna üzerinden Rusya'yı askeri ve ekonomik olarak yenilgiye uğratacağını planladı, fakat düşündüğü gerçekleşmedi. Rusya ise savaşın başında kısa süre içinde Ukrayna'yı ele geçirebileceğini, yönetim değişikliği ile kendine uydu bir devlet oluşturabileceğini hedefledi, ancak Batı'nın askeri desteği sonucunda hedeflerini gerçekleştiremedi. Toprak bakımından Donbass ve Luhansk bölgelerini işgal ve ilhak ederek doğudan ele geçirdiği topraklarla 2014’te işgal ve ilhak ettiği Kırım ve Azak Denizi kıyılarını karadan birleştirdi.

Savaşın başında, savaş başlamadan Ukrayna'nın politikası Batıya yanaşmak, NATO’ya girmek ve Batının güvenlik şemsiyesi içine dahil olmaktı; Rusya’nın politikası da buna karşılık NATO’yu sınırının dibine getirmemek, Ukrayna’yı bundan caydırmak, bunun için askeri güç kullanmak, bu konuda Ukrayna'nın Donbass bölgesindeki Rus nüfusunun, sözümona, haklarını gerekçe göstererek yeni toprak kazanmaktı.

Gelinen noktada her iki taraf da nihai hedeflerine ulaşamadı.

Ukrayna parçalandı. Neredeyse ülke yok olmanın aşamasına geldi. Ülkenin üstü ve altı emperyalistler tarafından paylaşıldı.

Avrupa yalnız ve savunmasız kaldı.

Amerika baştaki Ukrayna'ya yoğun askeri desteğini çekti, Rus tehlikesi karşısında Avrupa'yı korunmasız bıraktı.

Öte yandan Rusya ise çok ağır bir insan ve asker gücü kaybı ile ekonomik yıkıma uğradı.

Türkiye, 24 Şubat 2022’de başlayan Rusya-Ukrayna Savaşında sürecin başından itibaren, her iki tarafla stratejik, diplomatik, ekonomik ve ticari ilişkileri olması nedeniyle, Kırım’ın ilhakını tanımamakla........

© İstiklal