“Korkar mı Nemrut’un ateşinden, İbrahim olursa insan?”
Hodri Meydan! Hodri Meydan!
Bu soru, çağların içinden yankılanarak bugün Gazze’nin sokaklarında, yıkılmış evlerin enkazında, mermilere karşı dimdik duran ellerde vücut buluyor. Kiminin adı Şeyh Ahmed Yasin, kimininki İsmail Haniye, Yahya Sinvar, Muhammed Deyf… Ve birinin adı bile tam bilinmez: Ebu Ubeyde… Ama hepsinin yüreği İbrahim gibi. Nemrut’un ateşi büyüyor, fosfor bombaları gökyüzünü aydınlatıyor, kan dökülüyor. Ama korkuyorlar mı? Hayır! Çünkü onlar ateşin gücüne değil, Allah'ın her şeye gücünün yeteceğine iman etmişler.
Şeyh Ahmed Yasin: Tekerlekli Sandalyede Bir Direniş Kalesi
Gazze’nin direnişi, sadece bugün başlamadı. Bir adam vardı, bedeni zayıf ama iradesi dağları titretiyordu. O adam, Şeyh Ahmed Yasin’di. Boynundan aşağısı felçli, tekerlekli sandalyeye mahkûm, ama davasına sapasağlam bağlıydı.
Siyonist işgalin zulmüne karşı, halkına sabır, azim ve cihat ruhunu aşılayan oydu. Bir adam, bir sandalye ve bir iman… Tanklara, uçaklara, ajanlara kafa tuttu. İsrail onu tehdit etti, ona “pes et” dediler. Ama o diz çökmedi!
Ve korkaklar, bir sabah namazı çıkışında onu şehit ettiler. Amerikan yapımı füzeler, o zayıf bedeni paramparça etti. Ama ne oldu? Ahmed Yasin öldü mü? Hayır! Ahmed Yasin bugün Gazze’nin her sokağında, her taşında, her direnişçide yaşıyor!
Ebu Ubeyde: Yüzünü Gizleyip........© İstiklal
