Çin Şişeden çıktı
Bir yandan kavga ediyorlar, ama bir yandan da birbirlerine ekonomik olarak bağımlılar. Çin, ABD'nin en büyük borç verenlerinden biri (ABD tahvillerinin büyük kısmı Çin'de). ABD de Çin'den devasa miktarda ürün ithal ediyor.
Teknoloji alanında savaş var, ama Çinli şirketlerin bir kısmı hâlâ Amerikan teknolojilerine bağımlı (örneğin yarı iletken çipler, yazılımlar).
Siyasi olarak sert söylemler oluyor, ama perde arkasında bazı konularda diplomatik kanallar hep açık tutuluyor (iklim değişikliği gibi).
Tayvan krizi üzerinden tansiyon yükselse de, iki taraf da doğrudan bir savaşı şimdilik istemiyor çünkü sonuçları her ikisi için de ağır olur.
Yani aslında bu ilişki dost değil, düşman da değil... Belki de en doğru tanım: "stratejik rakip ve mecburi partner".
Bu gri dengeyi bozacak veya güçlendirecek çok faktör var. Biraz da geleceğe dair olası senaryolardan bahsedecek olursak Örneğin: 5-10 yıl içinde bu kavga hangi yöne evrilebilir?
Mesela ABD geçmişte Çin'e herhangi bir yaptırım yaptı mı ?
Evet, hem de birçok kez yaptı!
Özellikle son 10-15 yılda ABD, Çin'e yönelik çeşitli yaptırımlar ve kısıtlamalar uyguladı. Hatta bazıları hâlâ etkili. Şöyle birkaç örnek vereyim:
Ticaret Savaşı (2018-2019):
Trump yönetimi döneminde ABD, Çin'den ithal edilen yüz milyarlarca dolarlık ürüne ek gümrük vergileri koydu. Çin de misilleme yaptı. Bu olay, iki ülke arasında ciddi ekonomik sürtüşmelere yol açtı.
Huawei ve ZTE'ye Yaptırımlar:
ABD, Çinli teknoloji devleri Huawei ve ZTE'yiulusal güvenlik tehdidi ilan ederek, Amerikan şirketlerinin bu firmalara teknoloji satmasını yasakladı. Özellikle Huawei, bu yüzden 5G konusunda büyük bir darbe aldı.
İnsan Hakları Yaptırımları:
Çin'in Sincan bölgesindeki Uygur Türklerine yönelik politikaları nedeniyle bazı Çinli yetkililere ve şirketlere seyahat yasakları ve mali yaptırımlar uygulandı.
Hong Kong Yasası (2020):
Hong Kong'un özerkliğini zayıflattığı için Çinli yetkililere yönelik ekonomik yaptırımlar getirildi.
Çip ve Yüksek Teknoloji Kısıtlamaları (2022-2023):
ABD, Çin'in ileri düzey çip teknolojilerine erişimini engellemek için büyük bir hamle yaptı. Amerikan firmalarının gelişmiş çip üretim makinelerini Çin’e satmasını yasakladı. Bu adım Çin’in yapay zekâ ve süper bilgisayar alanındaki hızını kesmeyi hedefliyor.
Yani özetle: ABD, Çin'e karşı ekonomik, teknolojik ve insan hakları üzerinden farklı alanlarda yaptırımlar uyguladı.
Ama tamamen koparmadı ilişkileri, çünkü dediğimiz gibi, olaylar hep "gri bölgede" devam etti.
Biraz daha geriye, 30 – 40 yıl geriye gitmek istiyorum zira Çin'in devasa gelişimini on ve ya yirmi yıla bağlamak olacak şey değil.
Çin’in bu büyük sıçramasını sadece son 10-20 yılın hikayesi gibi görmek büyük bir hata olur. Aslında 40 yıldır adım adım örülmüş bir dönüşüm bu.
Şöyle kısaca 30-40 yıl öncesine gidelim:
"Zengin olmak ayıp değildir" diye ünlü bir sözü vardır Deng'in.
1978:DengXiaoping önderliğinde Çin "reform ve dışa açılma" politikalarını başlattı.
Çin, ilk defa serbest piyasa öğelerini ekonomiye soktu.
1980'ler: ABD ve Çin arasında yakınlaşma dönemi yaşandı.
Soğuk Savaş ortamında Çin, Sovyetlere karşı bir "denge unsuru" gibi görülüyordu.
ABD, Çin’e yatırımların ve teknolojinin yolunu açtı. Çin’e ucuz üretim yatırımları aktı.
1989:Tiananmen olayları oldu (gençlik protestoları ve sonrasında baskı).
ABD, buna tepki olarak Çin’e bazı sınırlı yaptırımlar uyguladı:
Silah satışı yasaklandı,
Üst düzey askeri ilişkiler askıya alındı.
Ama ekonomik ilişkiler hız kesmedi çünkü Çin'in ucuz iş gücü batılı şirketler için çok cazipti.
1990’lar: Çin, Dünya Ticaret Örgütü'ne (DTÖ) katılmaya çalıştı.
ABD bunu destekledi çünkü Çin’in sisteme entegre olunca "liberalleşeceğini" sönümleneceğini, kendi hegemonist sistemine tabi olup asimile olacağını zannetti,
2001: Çin resmen DTÖ'ye katıldı.
Bundan sonra Çin’in ihracatı patladı ve sanayi üretimi inanılmaz büyüdü.
ABD şirketleri Çin’de fabrikalar açtı, Çin malları ABD pazarını doldurdu.
(Bugün bildiğimiz "Made in China" dünyasının temelleri işte o zaman atıldı.)
2000'ler: ABD teknolojisi ve finansı Çin’in büyümesine büyük katkı sağladı.
(Microsoft, Intel, Apple gibi devler Çin'de üretim üsleri kurdu.)
2008 Küresel Krizi: ABD ve Avrupa krizle boğuşurken, Çin devasa altyapı yatırımları yaptı.
Ekonomisi büyümeye devam etti ve küresel güç olma yolunda hızlandı.
Kısaca:
ABD, 1980'lerden 2000'lere kadar Çin’in büyümesine zımni destek verdi.
2010'lara gelindiğinde Çin, artık sadece bir "üretim atölyesi" değil, yüksek teknoloji ve global liderlik iddiası olan bir ülke haline geldi.
İşte tam o noktada ABD "Bu iş kontrolden çıkıyor!" diyerek sertleşmeye başladı.
Bu yüzden senin hissettiğin doğru:
Çin’in bugünkü konumu, on yılın değil, en az 40 yıllık uzun vadeli bir sürecin ürünü.
İstersen şimdi........
© İstiklal
