menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Taş Fırından gelen Lezzet “Katmerhan”

8 0
04.11.2025

Katmerhan’ın lezzet hikâyesi

İstanbul Beylikdüzü’nün sokaklarında yeni bir tatlı kokusu dolaşıyor. Tereyağıyla fıstığın kavrulurken çıkardığı o tanıdık tını, uzaklardan gelen bir hikâyenin habercisi gibi. Bu koku, güzel bir katmerin, künefenin veya aynı zamanda bir ustalığın, bir inancın ve bir yolculuğun da kokusu.

Beylikdüzü’nün Beykent semtinde, kalabalığın ortasında, taş fırının sıcaklığından süzülen bir ışık gibi doğdu Katmerhan. Kurucusu Bülent Gümüş, Gaziantep’in Nizip ilçesinden getirdiği el emeğini, alın terini ve çocuk yaşta öğrendiği mesleğini bu mekânda yeniden yoğuruyor. Henüz 25 yaşında bir usta. Ama 14 yaşından beri ateşin, fıstığın ve sade yağın arasında büyüyen bir emek insanı.

Antep’in ruhu, İstanbul’un kalbinde

Bülent Usta, “ben tatlıcı değilim, ben katmer ve künefe ustasıyım” derken aslında bir iddiada bulunmuyor, bir duruş sergiliyor. Onun işi şekerle hamuru birleştirmek ama bir kültürü taşımak belki de. Çünkü o bilir ki, bir künefenin peyniri Antep’ten, kadayıfı da oradan gelmezse; bir katmerin fıstığı Nizip’in boz fıstığı olmazsa, tatlı ruhunu kaybeder. Katmerhan’da hiçbir şey rastgele değildir. Peynir Antep’ten, sade yağ Urfa’dan, fıstık Nizip’ten gelir. Kadayıf tel tel ayrılırken, taş fırında pişen künefenin üzerindeki altın renkli tabaka ustanın yılların emeğiyle belirlediği bir kıvamda durur. Bülent Gümüş’ün eliyle hazırlanan her tabak, aslında Nizip’ten Beylikdüzü’ne uzanan bir köprüdür.

Katmerhan’ın felsefesi güzel büyümek

Bülent Gümüş’ün hayali, herkesin ağzında dolaşan bir markaya sahip olmak değil yalnızca; “güzel bir şekilde büyümek.” Çünkü o bilir ki büyümenin değeri, nicelikte değil, niteliktedir. İstanbul’un rekabet dolu pastasında, Katmerhan........

© İstiklal