İstanbul’un gürültüsünü arkanızda bırakıp, Anadolu Yakası’nın en iyi semtlerinden Suadiye’ye doğru süzüldüğünüzde, bir lezzet durağı belirir yol üstünde. Nezih bir semtin kalbinde, şehirlere Ege’nin serin esintisini taşıyan bir restoran: Ege’nin Gözdesi. İsmi gibi iddialı, ruhu gibi samimi…

Yaklaşık yirmi yıl önce atılmış temelleriyle bu mekân, sıradan bir karın doyurmak için değil, bir kültürü yaşatmak, bir yöreyi anlatmak, bir damak hatırası bırakmak için kurulmuş. Ve son bir buçuk yıldır, Ahmet Özmen ve ortağının maharetli ellerinde adeta ikinci baharını yaşıyor.

Bu restoran, leziz bir mekan olmasının yansıra Ege’nin bereketli topraklarının İstanbul’daki temsilcisi. Yemek sunmakla kalmaz; anılar sunar, hikâyeler fısıldar, geçmişin izlerini bugünün tabaklarında saklar. Aydın mutfağının incelikle işlenmiş reçeteleriyle, taş fırından çıkan çıtır pideleriyle, közün sabrıyla pişmiş Manisa kebabıyla, adeta Anadolu’nun güneybatısına açılan sıcak bir pencere burası.

Odun Ateşinde Hatıralar

Restoranın en müstesna köşesi, hiç şüphesiz odun ateşinde pişen pidelerin başrol oynadığı taş fırın bölümü. Aydın’ın geleneksel pide kültürü burada yeniden hayat bulur. İncecik açılan hamurun üzerine serpiştirilen yerel peynirler, taze otlar, kuşbaşı et ya da kavurma… Her biri Anadolu’nun sükûnetle yoğrulmuş mutfağından süzülüp gelen birer hikâye...

Kıymalı,........

© İstiklal