Kültürel Bağışıklık Tehdidi Cadılar Bayramı
Her inanç, kendi gecesini kendi nuruyla aydınlatır. Lakin bazı geceler vardır ki, kandil yerine maskeler yanar; dua yerine kostümler giyilir. Cadılar Bayramı da işte o maskeli gecelerdendir.
Tarih sahnesine ilk çıktığında bir mevsim dönümünün, hasadın bitişiyle ölümün başlangıcının pagani bir nişanıydı.
Keltlerin, Samhain dedikleri bu merasimde, ölü ruhların dünyaya döndüğüne inanılır, ateşler yakılır, yüzler boyanır, maskeler takılırdı. Ruhla cismin, ölüyle dirinin arasındaki perde o gece kalkardı.
Zamanla bu inanç, Hristiyanlığın siyasi ve dini karışımı içinde All Hallows’ Evee, yani Azizler Gecesi’ne dönüştü. Pagan ateşi kilisenin kandiline karıştı; ruh çağırma ayini dualaşmaya, maskeler ikonaya dönüştü. Lakin öz aynı kaldı bir gecelik eğlencenin ardında insanın kendi mahiyetinden uzaklaşma arzusu, varlığın manasını oyunlaştırma temayülü gizliydi.
Ve dünya küçüldükçe bayram büyüdü. Atlantik’in ötesinde, tüketim mabedinde Cadılar Bayramı artık bir inanç değil, bir endüstri haline geldi. Maskenin altındaki yüzleri değil, kasanın üzerindeki sayıları görmek isteyen kapitalist sistemin vitrini oldu. Artık o gecede yakılan ateşler tarlalarda değil, vitrin ışıklarında yanıyor. Çocuklara şeker dağıtılıyor; lakin yetişkinlerin kalbinden tevazu, zihinlerinden irfan çekilip alınıyor.
Toplumlar, bir beden misalidir. İnanç, ahlak, gelenek ve kültür o bedenin hücreleridir. Her kültürel sızma, bedene girmiş bir mikrop gibidir. İşte burada antikor devreye girer: Vücut, ilk temasında yabancıyı fark eder, savunmasını kurar. Ancak aynı zararlı, defalarca zararsız görünümle geldiğinde bağışıklık sistemi artık tepki vermez. Modern toplum da bu uyuşukluğun içindedir.
Bir vakitler “yabancı” sayılan Cadılar Bayramı, tekrar tekrar medya, sinema ve ticaretin eliyle sunuldukça artık zararsız bir eğlence gibi görünmeye başlamıştır. Lakin hakikat başkadır: Antikor uyumuş, ruh teslim olmuştur. Kültürel bağışıklık çökmüş;........





















Toi Staff
Penny S. Tee
Gideon Levy
Sabine Sterk
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein