Kimin Kıyameti
Ablukayı kırmak üzere Dünya’nın farklı coğrafyalarından, farklı inanışa sahip insanlar Gazze’ye doğru hareket etmekte.
Dili lal olanlara ses olmak için çıktılar yola…
Gözleri görmeyenler için zulmü Dünya’ya haykırmak görevini yerine getiren bir avuç topluluk, şanlı bir direnişte.
Her şeye rağmen hareket ettiler, SUMUD da olmayı umut ettiler.
İlk kez bu yalanları örtbas edemeyecek bir zamanda ve zeminde tüm şiddeti ile saldırdı. Ummadığı bir karşılığı önce Hamas’tan gördü. Şimdi ise Dünya halklarından görmekte.
İsrail Halkı, kuruluşundan bu yana uygulanan yerleşimci adı altında işgal politikalarını ve katliamları varoluşsal bir tehdit olarak algılanan durumlara karşı bir savunma mekanizması olarak kendilerini haklı görmektedir. Yahudi halkının tarihindeki kara lekelere bakmaksızın pogromlar, antisemitizm gibi terimler ile aklama çabasındadır.
Sorulan sorulara cevap vermeye Holokost ile başlamayı tercih ederler. Nazi Katliamlarını kendi katliamlarını haklı gösterme cabası ile öne sürerler. İsrail'in güvenlik doktrininde merkezi bir yer "bir daha asla" felsefesini doğurmuş ve herhangi bir tehdide karşı aşırı tedbirli olma adı altında abluka, işgal(yerleşim), soykırım gibi uluslararası hukuka aykırı her yolu mübah saymayı hak gibi gerçekleştirmektedir. Bu bakış açısına göre, İsrail, kendi halkını korumak için gerekli gördüğü her türlü adımı atmaya hazırdır ve bu adımların sertliği önemsizdir.
İsrail'in 2006 Lübnan Savaşı'nda uyguladığı ve sivil altyapıyı hedef almayı içeren bir askeri stratejiyi Gazze’de misli ile göstermektedir. Düşman ilan ettiği, bir karış toprağını artık kaptırmak istemeyen sivil haklın içinden çıkmış güçlere karşı kendini savunma bahanesi ile, iç içe geçmiş sivil alanları hedef almış, yerle bir olan evlerin arasında alt yapıyı sonlandırmış, sivil kayıplar olarak terimsel ifade edilen bir halkı açlık ile karşı........
© İstiklal
