İktidara Kaçar Adım Koşmak
Ana muhalefetin yıllardır bırakamadığı dezenformasyon, iktidar olduğu, zirveyi kimseye bırakmadığı tek şey. Son zamanların en çok kullanılan terimi ise dezonformasyon ile mücadele olsa gerek. Her gün yenisi eklenen çarpıtmaların birinin izahını bitiremeden yeni güne yenisi ile uyanmaktayız. Parti içi sorunların, ülke siyasitine yansımasının çarpıtılarak, içerde mücadele verdiğimiz bir dezonformasyona dönüştürülme çabasının yeni meyvesi ise boykot.
Tam burada aklıma Üstad Necip Fazıl Kısakürek’in ‘Bugün bizdeki muhalefet, iktidarı düşürme şartıyla vatanı düşürmeye razıdır.’ (16 Nisan 1956-Büyük Doğu Dergisi) sözleri geldi. Bu sözlerin o tarihteki muhatabı olan muhalefet partisi ile günümüz muhalefetinin aynı olması sanırım tesadüf değil muharriri mütefekkir yapan noktadır.
Parti içi çekişmelerin ne boyutta olduğunu, devam eden davalardaki şikayetçilerinde yine kendilerinden olması ortaya koymaktadır. İddia o ki, yapılan yolsuzlukların harcandığı yerler arasında satın alınan delegeler var. Yüzleri kızarması gerekenler zeytin yağı olmuş, önce kendi seçmenine sonra vatandaşa hesap vermek yerine sabotaj peşinde koşuyorlar. Vicdanları sabotaja maruz bırakarak, mağdur olan kisvesine bürünüyorlar. Elbette milletimiz adına hukuki süreç devam ediyor. Algı operasyonları ile iktidara oy vermeyen seçmen kitlesini etkilemeye çalışmak kamu vicdanından kaçmaya yetmeyecektir. Toplum huzuruna dinamit koyan eylemler ile iktidarı hedefleyen bir muhalefet partisinin başarılı olacağı ancak hayalden ibarettir.
Acaba ayrı gemilerin yolcusu muyuz?
Ekonomik istikrarın yıpratılma çabası bir lahza bile olsa, milli menfaatlerimize karşı açık bir saldırıdır. Ekonomik gücümüzü kullanıyoruz söylemi adı........
© İstiklal
