Ateş Çemberinde Ateşkes
Uluslararası ilişkiler terminolojisinde ateşkes, savaşan tarafların düşmanlıklarını geçici veya kalıcı biçimde durdurma kararıdır. Ancak bu tanım, teknik bir açıklamanın ötesinde, insanlık tarihinin en kırılgan anlarını temsil eder. Çünkü her ateşkes, yalnızca silahların susması değil; diplomasinin, vicdanın ve umudun yeniden ses bulmasıdır.
İsrail ile Hamas arasında varılan son ateşkes, tam da bu yönüyle yalnızca bir “savaş molası” değil; yeni bir bölgesel aklın, yeni bir diplomatik paradigmanın işaretidir. Yakılan şehirlerin, yıkılan evlerin, enkaz altındaki çocukların sessiz tanıklığında şekillenen bu süreç, gücün hükmüyle değil, direnişin kararlılığıyla yazılmış bir sayfadır.
İsrail, modern dünyanın en gelişmiş askeri kapasitesine, istihbarat gücüne, medya ve finans desteğine sahip bir devlettir. Ancak bu ateşkes, bir kez daha göstermiştir ki; mutlak güç, mutlak hâkimiyet anlamına gelmez. Gazze’nin yıkıntıları arasından yükselen bir halk iradesi, İsrail’in üstünlüğünü değil, Filistin’in varoluşunu görünür kılmıştır.
Hamas, askeri olarak yıpranmış olsa da politik anlamda bir direniş sembolüne dönüşmüştür. Bu durum, tüm saldırılara rağmen İsrail’in nihai bir zafer kazanamadığının en somut göstergesidir. Çünkü bir halkın kimliğini, hafızasını ve inancını yok etmek, hiçbir bombanın gücünün........





















Toi Staff
Gideon Levy
Tarik Cyril Amar
Stefano Lusa
Mort Laitner
Andrew Silow-Carroll
Sabine Sterk
Robert Sarner
Ellen Ginsberg Simon