21. yüzyılın ikinci çeyreğine doğru hızla ilerlerken, ileri teknolojide yaşanan ani gelişim toplumları yeniden dizayn ettiği gibi insanlık 2.0 dönemini de başlatmak üzere. İnsanlık 2.0 döneminde bireylerin kendi genetiklerini düzenleyebildiği, Biohacker’lardan kendilerine güncelleme/düzeltme yükletebildikleri “Humanoid’leşen” bireylere doğru adım adım ilerliyoruz. Önümüz süreçte bu Humanoid’leşen insanlığın kendilerine protein mühendisliği de gerçekleştirebilmesi ve bu yolla daha güçlü/daha sağlıklı bireylere dönüşüm de mümkün olacak. Nesillerin devamlılığını tehlikeye atabilmesi söz konusu olan bu genetik mühendisliği projeleri/uygulamaları Biohacker’ların inisiyatifinde yasadışı olarak denenmeye başladı bile. Bilim bu sürece etik bir kaygıyla da yaklaşsa merak ve insanın kendi fıtratını yenme arzusu daha baskın durumda.

Sipariş usulü bebekler ile bebeğiniz daha doğmadan göz rengini, saç rengini belirleyip zekâ yükseltmesi bile gerçekleştirebileceksiniz. Yani Humanoid’leşen insanlık, İnsanlık 2.0 döneminde doğal olmayan bir seçilimin kontrolsüzlüğünde sözde bir süper insanlığa doğru hızla ilerlerken, aslında insanlığın fıtratının sonu gelmek üzere. Yani tehlike çok büyük.

Süper İnsan ve Süper Asker Projeleri

Bu süper insan projesinin ilk tohumu Nazi Almanya’sı döneminde “süper askerler” geliştirme fikri ile ortaya çıktı. Nazi Almanya’sı daha güçlü, daha dayanıklı, daha çevik ve genetikleri ile oynanmış süper askerler oluşturmak istiyordu. Bunun için Naziler gizli askerî tesislerinde birçok yasadışı deneyler ve çalışmalar gerçekleştirdi. Ancak projelerin/deneylerin sonuçlarının ne olduğu ise bugün hâlâ gizemini koruyor.
21. yüzyılın ikinci çeyreğine girerken küresel güçler biyomühendislik ve nöroteknoloji ile askerlerin fiziksel ve zihinsel kapasitesini artırmayı hedefleyen bazı projelere milyarlarca dolar aktarıyor. Biz bu projeleri bugün özellikle Beyin-bilgisayar arayüzleri olarak görüyoruz. Beyin-makine arayüzleri refleks hızını artıran nöroimplantlar ve kas........

© İstiklal