NEFSİNE MUHALEFET EDEN ADAMIN KISSASI
İnsanlar tarih boyunca hep nefislerini ıslahla uğraşmışlar. Özellikle tasavvuf ehli erenler nefsin ıslahı için türlü türlü metotlar denemişler. Kimisi nefsinin üstüne giderek onu ıslah etmeye çalışmış kimisi nefsine dokunmadan Allah rızası doğrultusunda yaşayarak nefislerini ıslaha gitmişler.
Bilmişler hakiki erliğin nefsi dizginleyerek ona muhalefet etmekte olduğunu. Asıl pehlivanlığın güreş meydanlarında değil de nefse muhalefette olduğunu hakka’l yakîn bilmişler. Bunca insan tarih boyunca nefsini tanımak için uğraşmış. Çünkü Efendiler Efendisi (s.a.v) “Nefsini bilen Rabbini bilir” buyurmuş.
Hz. Peygamber Tebük seferinden dönüşte ashabına şöyle buyurmuştur: “Küçük cihaddan büyük cihada dönüyoruz.” Yani kalabalık bir ordu ile katıldığı Tebük seferini "küçük cihad" olarak vasıflandırırken; nefse karşı verilecek mücadeleyi "büyük cihad" olarak vasıflandırmıştır.
Yine başka bir hadis-i şeriflerinde Rasülüllah (s.a.v.)şöyle buyuruyorlar:
"Hakiki Mücâhid, nefsi ile mücadele eden kimsedir"
Yine ariflerden biri nefse muhalefet hakkında şöyle buyurmuşlardır, “ Allah’a iki adımda ulaşılır. İlk adım nefse basmak ikinci adımda Allah’tasın.”
Hz. Yusuf (a.s)’da nefsin kötülüğünü bilerek şöyle buyurmuşlardır, “ Ben nefsimi temize çıkarmam. Muhakkak ki o kötülüğü emreder” Bir peygamber böyle diyorsa varın nefsi ıslah etmenin önemini siz düşünün.
Zamanın birinde bir belde de iman ehli olmayan bir adamdan Allah dostlarından sadır olan keramete benzer haller sadır olmuş. Beldedeki insanların kafaları karışmaya başlamış. Adam hem iman etmiyor hem Allah dostu gibi keramet........
© İstiklal
