Tahammülsüzleştirildik
Son zamanlarda dikkat ediyor musun kendine?
Ne kadar gergin, asık suratlı ve keyifsizsin. Eskisi gibi gülümsemiyor, birine selam verirken bile düşünüyorsun. Tahammül seviyen o kadar az ki bir kişiye veya olaya sinirlendiğin zaman hemen o ortamı terk ediyorsun ve daha sonra düşünüp pişman olabileceğin hareketler sergiliyorsun.
Evde de durum farklı değil. “Çocukların bile sesine bile katlanamıyorum” deyip uykuya kaçıyorsun.
Halbuki böyle miydik biz? Sabah erkenden kalkar ve güne enerjik başlar, gülücükler saçardık etrafımıza. Komşularımızla selamlaşır, tanımadığımız insanlara bile gülümser, selam verirdik. Toplu taşıma araçlarında ya da hastanede sıra beklerken bile sohbet edecek bir şeyler bulurduk.
Aslında toplumdaki herkes bu şekilde. Kimsenin kimseyi çekecek hali kalmadı. Özellikle pandemi döneminden sonra insanların belirsizliğe karşı tahammülü kalmadı. Düşünsenize siz kendinizi 14 gün eve kapatabilir misiniz? Ama pandemi döneminde insanlar günlerce evlerinden çıkamadı. O günlerin bizde bıraktığı psikolojik hasarlardan biri de tahammülsüzlük.
Yani tahammülümüzü kaybettik.
Tahammülsüzlükte, kişi öfkesini dışa vuramaz.
Sürekli........
© İstiklal
